Memur Sitelerinden Son Haberler:
12/28/2006
Mühendislerden bütçe tepkisi
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz yaptığı açıklamada, TBMM?de kabul edilen 2007 bütçesinde ekonominin ve kaynakların ülke çıkarları ve toplumsal gereksinimlere göre konumlandırılamadığını açıkladı. IMF?ye en borçlu ülke konumundaki Türkiye?nin, bu bağımlılığı aşamadığı müddetçe "kötürümleştiğini" ifade eden Koramaz, bu gidişin bir sonu olması gerektiğini vurguladı.
Bütçenin temel parametrelerinin, Türkiye?nin sorunlarının 2007?de daha da derinleşeceğini gösterdiğini söyleyen Koramaz, "Uzun bir süreden beri bütçeler, iç ve dış borçlar, dış ticaret açığı, faiz dışı fazla, yatırımlarda azalma; kamu hizmetlerinin tasfiyesi, eğitim ve sağlık gibi temel sosyal alanlarda yaşanan gerileme; vergi adaletsizliği ve bölüşüm politikalarının ülke sanayisi ve çalışanlar aleyhine olmasıyla belirlenmektedir" dedi.
Koramaz, bütçe giderlerinin 204.9 milyar YTL, bütçe gelirlerinin 188.2 milyar YTL, bütçe açığının 16.830 milyar YTL olarak öngörüldüğünü hatırlattı. Merkezi yönetim borç stokunun 348.5 milyar YTL?ye ulaşarak bütçe büyüklüklerini aşmış olmasıyla ilgili Koramaz, bunun Türkiye?nin içine düşürüldüğü durumu gösterdiğini ifade etti.
Öğretim Kadroları Açıklandı
Söz konusu karar, yükseköğrenim kurumları öğretim elemanlarına ait bazı
kadroların serbest bırakılmasını, derecelerinin değiştirilmesini ve bazı boş
kadroların unvan ve derecelerinin değiştirilmesini içeriyor.
12/26/2006
Öğretmen adaylarına müjde..!
Konuyla ilgili açıklama yapan Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat İspirli, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün "İngilizce Dil Öğreticileri, Bilgisayar Öğreticileri İstihdamı" ile ilgili genelgesi gereği Türkiye genelinde 2006-2007 yılında eğitim öğretim yılında 10 ayı geçmemek şartıyla 3 bin 500 sözleşmeli geçici personel alınacağını ifade etti.
Başvuruların 28 Aralık 2006 Perşembe günü saat 15.00'e kadar İl Milli Eğitim Müdürlüğü Atama Bürosu'na istenilen belgelerle birlikte başvurulması gerektiğini dile getiren İspirli, "İngilizce ve bilgisayar alanlarındaki ihtiyacın karşılanması amacıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'ncü maddesi (c) bendi kapsamındaki geçici personel konumunda İngilizce dil öğreticisi ve bilgisayar öğreticisi istihdamına ilişkin karar 13 Aralık 2006 Resmi Gazete'de yayınlandı.
Söz konusu bakanlar kurulu kararı kapsamında İngilizce dil öğretici ve bilgisayar öğretici olarak görevlendirilecekler, 2006-2007 öğretim yılında 10 ayı geçmemek üzere sözleşmeli kısmı zamanlı geçici personel olarak 3 bin 500 öğretici istihdam edilecektir. İlimize 24 İngilizce, 40 bilgisayar kontenjanı verilmiştir. Öğretici olarak görevlendireceklerden orta öğretim alan öğretmenliğini tezsiz lisans, pedagojik formasyon veya İngilizce öğretmenliği sertifikası istenmeyecektir. Başvurularda fazlalık olduğu takdirde kura çekilecektir" dedi.
12/24/2006
Vakıf Arazilerinde 26 Bin İşgalci Var
Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Beyazıt, 2006 Vakıf Medeniyeti Yılı'nda gerçekleştirilen faaliyetleri ve Vakıfların geldiği son noktayı bir basın toplantısıyla açıkladı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün gayri menkul sayısı, zeytin ağacı sayısı, bağ-bahçe sayısı olarak Türkiye'deki en zengin kurumlarından olduğunu söyleyen Beyazıt, ancak bunların gayri menkullerin sayısının şimdiye kadar gerçeğinden daha az olarak bilindiğini anlattı. Beyazıt, 203 bin olarak tespit edilen gayri menkulün arşivlerin taranması ve uydu fotoğraflarının çekilmesi sureti ile ortaya çıkarıldığını dile getirdi.
Beyazıt, 26 bin işgalciden de içinde geçmişe dönük kiraların da bulunduğu kira bedellerinin alınmaya başlandığını söyledi.
Beyazıt, vakıf arazisi üzerinde oturup da kira ödemeyen kimsenin kalmayacağını belirtti.
Göreve geldiğinde vakıf eseri sayısının 9 bin olduğunu belirten Beyazıt, yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye'nin dört bir tarafında şimdiye kadar 18 bin 500 adet vakıf eseri olduğunu ortaya çıkardıklarını anlattı. Bu rakamın artabileceğine işaret eden Beyazıt; ?Genel Müdürlük şimdiye kadar nerede, ne kadar gayri menkulü olduğunu, kaç tane vakıf eseri olduğunu bilmeyen bir kuruluştu? dedi.
Beyazıt son üç yılda, 1111 tarihi eserin restore edildiğini, 650 milyon YTL'lik yatırım yapıldığını, 40 bin kişiye istihdam sağlandığını, 19 Milyon YTL yıllık kira bedeli sağlandığını, 240 milyon YTL'lik de kümülatif kira bedeli anlaşma yapıldığı bilgisini verdi.
Beyazıt, kurumun devletten bir kuruş para almadan, bu gelirleri kullanarak, 82 bin aileye sıcak yemek servisi, 75 bin aileye kuru gıda yardımı, 3 bin öğrenciye burs imkanı ve binlerce kişiye de muhtaç maaşı sağlandığını anlattı.
Beyazıt, 2007 yılında da 750 tarihi eserin onarılacağını, sıcak yemek ve kuru gıda yardımı yapılacak ailelerin sayısının 100 bine çıkarılacağını, burs verilen öğrenci sayısının ise 5 bine çıkarılacağını söyledi. Beyazıt; ?Bütün bu yardımlar için ne devletten bir kuruş alıyoruz ne de cebimizden ödüyoruz. Tüm bunlar ecdadımızın bize bıraktığı vakıf medeniyeti sayesinde gerçekleştiriliyor? diye konuştu.
Beyazıt, vakıflara ait taşınmazların yap-işlet-devret modeli ile yatırımcılara verildiğini bu sayede, otel, okul, hastane, dershane, otopark, alış-veriş merkezi gibi gelir getiren yerlere dönüştürüldüğünü belirtti.
Beyazıt; ?Formula 1 yarış pistinin bulunduğu arazi bile bize ait olmasına rağmen işgal altındaydı. Şimdi bir burayı alıp 20 yıllığına ihale ettik. Aylık 3 bin dolar kira alıyoruz, bu bedeli 30 bin dolara çıkaracağız? dedi. imitasyonlarının takılacağını anlattı.
12/20/2006
Motorlu taşıtlar vergisi, yüzde 7,8 artacak
Tebliğe göre, 1 Ocak 2007'den itibaren motorlu taşıtlar vergisi tutarlarında, yüzde 7,8'lik yeniden değerleme oranı çerçevesinde artış olacak.
Yeni tarifeyle 1-3 yaş grubunda yeralan ve motor silindir hacmi 1301 ile 1600 cm3 arasında olan otomobillerin motorlu taşıtlar vergisi tutarı, 487 YTL'den 524 YTL'ye yükselecek.
Motor silindir hacmi 1300 cm3'ü geçmeyen otomobiller için yeni yılda 305 YTL yerine 328 YTL, 1801-2000 cm3 arasında olan otomobiller için 1.342 YTL yerine 1.446 YTL ödenecek.
Motor silindir hacmi 4001 cm3 ve üzerinde olan otomobillerin motorlu taşıtlar vergisi tutarı ise 10 bin 988 YTL'den 11 bin 845 YTL'ye yükselecek.
VERGİ, KASKO DEĞERİNİN YÜZDE 5'İNİ AŞARSA
Öte yandan belirlenen MTV tutarlarının, kasko sigortası değerinin yüzde 5'ini aşması halinde, bir alt kademedeki vergi tutarı uygulamasına bu yıl da devam edilecek.
Buna göre Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununda öngörülen yetki çerçevesinde Bakanlar Kurulu tarafından alınan karar uyarınca, 1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere, 1. tarifede yer alan otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzeri taşıtlar için, 1 Ocak 2007 ve müteakip yıllarda uygulanacak MTV tutarlarının, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından her Ocak ayında ilan edilen kasko sigortası değerlerinin yüzde 5'ini aşması halinde, aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait vergi tutarları, bir alt kademedeki taşıtlara isabet eden vergi tutarı olarak uygulanacak. Bu uygulama, mükelleflerin müracaatı üzerine yapılacak.
Mükellefler başvuru için ''Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değeri Bildirim Formu''nu yetkili sigorta acentesine düzenlettirerek, bir dilekçe ile birlikte Motorlu Taşıtlar Vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekler. Yetkili sigorta acenteleri, düzenledikleri ''Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarına Esas Olan Kasko Sigortası Değeri Bildirim Formu''nun doğruluğundan, mükellefler ile birlikte sorumlu olacak.
AA
Bağ-Kur?da basamak ve prim reformu
Primler, asgari ücret ile 3 bin 451 YTL arasında kalmak şartıyla, sigortalının kendileri tarafından beyan edilecek. Bağ-Kur?luların yüzde 20 olan sağlık primi oranı da yüzde 12.5?e çekiliyor.
Sosyal Güvenlik Reformunun yılbaşında yürürlüğe girmesi durumunda, Bağ-Kur?lulara uygulanan 24 basamaktan oluşan prim ödeme sistemi ortadan kalkacak.
Edinilen bilgiye göre, Anayasa Mahkemesinin kısmi iptali sonrasında reformun uygulamaya girişi konusunda bir karar verilmesi bekleniyor.
Reformun öngörüldüğü gibi yılbaşında yürürlüğe girmesi durumunda ise sigortalıların aylık prime esas kazançları, prime esas günlük kazanç alt sınırı olan asgari ücret (531 YTL) ile üst sınırı olan 3 bin 451.5 YTL arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek kazanca göre ödenecek primler belirlenecek. Ancak kişi, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği aylık kazancı, çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden daha az olamayacak.
PRİM ORANLARI DÜŞÜYOR
Halen bulundukları gelir basamaklarına göre yüzde 20 oranında emeklilik ve yüzde 20 oranında sağlık primi olmak üzere toplamda yüzde 40 oranında prim ödeyen Bağ-Kur?lular bundan sonra daha az oranda prim ödeyecek.
Yeni Kanun gereğince, Bağ-Kur?lular beyan edecekleri kazanç rakamları üzerinden, yüzde 20 oranında emeklilik ve yüzde 12.5 oranında da sağlık sigortası primi yatıracaklar. Ayrıca, yaptıkları işin tehlike-sınıfına göre yüzde 1 ile yüzde 6.5 oranları arasında kalmak şartıyla iş kazası meslek hastalığı primi de ödeyecekler.
EMEKLİ MAAŞI NASIL BAĞLANACAK?
Mevcut uygulamada, kimin nereden emekli olacağına son yedi yıllık prim ödemelerine bakıp en çok nereye prim ödüyorlarsa o Kurumdan ve o Kurum şartlarına göre emekli olunuyor.
Reformla, artık, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı yok, ancak statüleri devam edecek.
1 Ocak 2007 gününden önce sigortalı olmuş-işe başlamış çalışanlar için son yedi yıllık prim ödemelerine bakıp en çok nereye prim ödüyorlarsa o statüye göre emeklilik günü ve emekli aylığı bağlanacak. Yılbaşından sonra sigortalı olanlar için ise son yedi yıllık çalışmalarına değil tüm çalışma süreleri içinde en çok hangi statüye göre prim ödenip ödenmediğine bakılacak.
ENGELLİ ESNAFA ERKEN EMEKLİLİK
Mevcut durumda, SSK?lılar ve Emekli Sandığı iştirakçilerinden en az yüzde 40 oranında özürlü-engelli olduklarına dair rapor veya vergi indirim belgesiyle yaşlarına bakılmaksızın 15 yıllık sigortalılık süresi ile emekli olabiliyorlar. Ancak, Bağ-Kur?lu olan engelli-özürlüler bu haktan yararlanamıyor. Reformla, engelli-özürlü olan Bağ-Kur?lular da erken emekli olma avantajından yararlanacak.
Vakit
12/14/2006
ÖSS 17 Haziran'da yapılacak
007-Öğrenci Seçme Sınavı 17 Haziran 2007 Pazar günü yapılacak. Yarımağan, ÖSS'nin 17 Haziran, Yabancı Dil Sınavı'nın da (YDS) 24 Haziran 2007 Pazar günü yapılmasını öngördüklerini belirtti. Başvuru tarihlerinin henüz kesinleşmediğini kaydeden Yarımağan, başvuruların şubat-mart aylarında alınmasının planlandığını ifade etti. Yarımağan, ÖSS kılavuzunun YÖK Genel Kurulunda onaylandıktan sonra basılmaya başlanacağını kaydetti.
MEB'İN ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE HAREKET EDİLECEK
Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) çalışma takvimine göre, 2006-2007 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 26 Ocak 2007 tarihinde sona erecek. İkinci dönem 12 Şubatta başlayacak ve 19 Haziran Salı günü sona erecek. Yarımağan, okulların 19 Haziranda tatile girmesinin ÖSS takvimini etkilemeyeceğini, sınav tarihinde değişiklik yapılmasının söz konusu olmadığını söyledi. Yarımağan, ''Bizim, Anadolu Üniversitesinin ve Milli Eğitim Bakanlığının sınavları var. Bunların da belli bir takvime göre olması lazım. Bu nedenle haftaları da paylaşıyoruz'' diye konuştu.
AA
12/13/2006
İşçi alacak Çay-Kur'da 1 km'lik kuyruk
Rize Çay-Kur bin 500 geçici işçi alımı için çalışmalara başladı. Dün resmi kayıtların kabul edileceğinin açıklanmasının ardından, İŞKUR Rize İl Müdürlüğü'nün önünde bir kilometrelik kuyruk oluştu.
İŞKUR Rize İl Müdürü Yahya Kanbur, Çay-Kur'un bin 500 mevsimlik işçi alacağının duyurulmasının ardından, Çay-Kur için resmi kayıt kabul etmemelerine rağmen, kısa sürede yaklaşık 20 bin kişinin kurumlarına kayıt yaptırdığını söyledi.
Kanbur, ''Kurumumuza başvuruda bulunanların gerekli belgelerini inceleyip herkesi istediği bir Çay-Kur fabrikasına yönlendiriyoruz. Daha sonra da her fabrika, başvuruda bulunanlara ayrı kura çekecek'' dedi.
Çay-Kur'un, almayı planladığı işçilerde meslek yüksekokulu ve lise ve dengi okul mezunu olması şartını aradığını belirten Kanbur, ''Şartları uygun olmadığı halde ilkokul mezunu olanlar da başvurmak istiyor. Ancak bu gibi kişilerin başvurularını kabul edemiyoruz. Bu nedenle bu kişilerin beklemelerine gerek yok'' diye konuştu.
Başvuruda bulunmak isteyenlerin bir an önce işlemlerini yaptırmak için acele ettiğini, bunun da izdihama neden olduğunu kaydeden Kanbur, ''Başvuruda bulunmak isteyenlerin acele etmesine gerek yok. Bu ayın 25'ine kadar müracaat kabul edeceğiz'' dedi.
Kanbur, kurumlarına Çay-Kur dışında bir iş için başvurmak isteyen kişilere, yoğunluk olmasından dolayı şu günlerde gelmemeleri uyarısında bulunarak, yılbaşından sonra gelmeleri halinde bu kişilerin işlemlerini daha kolay yapabileceklerini sözlerine ekledi.
Bu arada, müracaat etmek isteyen kişiler, sabahın erken saatlerinden itibaren İŞKUR İl Müdürlüğü önünde sıraya girmeye başladı. Binanın dışına taşan kuyruk, yaklaşık 1 kilometreyi buldu.
CNNTURK
Promosyonun Yüzde 70'i Personele Dağıtılacak.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı
12/12/2006 tarih ve 3910 sayılı yazı
Bilindiği üzere bankalarla, okul ve kurumlarımız arasında çalışanlarımızın maaş ve diğer ödemelerinin bankalar aracılığıyla yapılabilmesi için maaş ödeme protokoleri düzenlenmektedir. Bankalar, yapılan bu protokoller karşılığında sunacakları bankacılık hizmetlerinin dışında ilgili kurumlara "promosyon" adı altında ayni veya nakdi ek mali imkanlar sunabilmektedir.
Sunulan bu ek mali imkanların tasarrufuna ilişkin herhangi bir hukuki düzenleme bulunmamakla birlikte, uygulamada bu imkanların kurum hizmetlerine tahsis edilebileceği gibi çalışanlara da paylaştırılabilmesi söz konusudur.
Uygulama birliğinin sağlanabilmesi amacıyla Bakanlığımıza bağlı il ve ilçe müdürlükleri ile okul ve kurumlarımızda görevli personelin; aylık ve diğer özlük haklarının ödenmesi için yapılan maaş protokolleri gereğince sağlanan ek mali imkanların %30'nun okul ve kurumlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında, geri kalan %70'sinin ise çalışan personelimize dağıtımının sağlanması hususunda gereğini önemle rica ederim.
Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK
Milli Eğitim Bakanı
2007'de kamu çalışanlarına ekstradan 10 gün tatil var...
AA muhabirinin 2007 yılının resmi tatil günleriyle ilgili derlediği bilgilere göre, iki yıl öncesine kadar dini ya da milli bayramların hafta ortasına denk gelmesi, hafta sonuyla birleşen pazartesi ya da cuma günlerinin de hükümet tarafından ''idari izinden'' sayılması sayesinde 9 gün tatil yapma imkanı yakalayan çalışanların, gelecek bu yıl aynı şansları olmayacak.
2007 yılı takviminde, yeni yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hafta içinde, sadece 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı cumartesi günü kutlanacak. 2007'de iki kez kutlanacak Kurban Bayramının ilki, yeni yılın ilk günü olan 1 Ocak Pazartesi gününden bir gün önce, yani 31 Aralık 2006 Pazar günü başladığı için çalışanlar, bayramın ikinci günü olan yılbaşından itibaren, 3 günlük izinle yeni yıla ''merhaba'' diyecek.
23 Nisan ve 29 Ekimin pazartesi günlerine denk gelmesi nedeniyle bu günleri hafta sonuyla birleştirip 3'er gün tatil yapma şansı yakalayacak olan çalışanlar, perşembe günü kutlanacak 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda bir gün tatil yapacak.
Çalışanlar, 12 Ekim Cuma günü başlayacak ve 14 Ekime kadar sürecek Ramazan Bayramı'nın iki gününü hafta sonu tatiline denk gelmesi, bayram arefesi olan 11 Ekimin de yarım gün tatil olması nedeniyle bayramda toplam 3,5 gün tatil yapma imkanı bulacak.
Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce başlayacak 1,5 günlük tatilin yarım günü pazar gününe denk gelirken, 2007'de ikinci kez kutlanacak Kurban Bayramı'nın son iki günü de Ramazan Bayramı gibi hafta sonu kutlanacak. Bayramın arefesi olan 19 Aralık Çarşamba günü yarım gün tatil yapacak kamu görevlileri, 20 Aralık Perşembe ve 23 Aralık Pazar günleri arasında kutlanacak bayram nedeniyle, normalde 4,5 gün olan, hafta sonu ile birleşmesi halinde 6,5 güne çıkması gereken bayram tatilinde bu kez cumartesi ve pazar ile birlikte 4,5 gün iş stresinden uzak kalabilecek.
Hafta sonu, milli ve dini bayramlar nedeniyle 2007'nin ocak ayında 11, şubat, mayıs ve kasım aylarında 8'er gün, mart, haziran, temmuz ve ağustos aylarında 9'ar gün, ekim ve aralık aylarında ise 10,5'ar gün resmi izin kullanacak çalışanlar, 2007 yılının yaklaşık üçte birini tatilde geçirecek. Çalışanların, yıllık izinlerini de kullanmaları halinde yıl içinde izinli oldukları gün sayısı 144 güne kadar çıkabilecek.
AA
12/07/2006
Sözleşmeli personele su bile yok!
Türkiye'nin dört bir tarafından atılan mailler, sözleşmeli personelin yaşadığı
dramı gözler önüne serdi. Türk Sağlık Sen'in internet sitesindeki foruma gelen mesajlar şöyle:
Sayın Recep Akdağ acaba mahkemede şahit olur mu ?, karımla boşanacak
seviyeye geldim de. (Konya-Erkek-Sağlık Teknikeri)
- Ben 2,5 yıldır Şırnak'tayım. Eşimin bu yıl tayini çıktı ve ben eş durumu ataması olmadığı için gidemiyorum. Bu aile bütünlüğü nerede kaldı?Affedersiniz çocuk bile yapamıyoruz. Lütfen artık sesimizi duyun. Nerede aileye saygı? Birçok arkadaşım boşandı. Bunun sorumluluğunu kabul edebilecek misiniz? Saygılar. (Muş, Bayan, Hemşire)
- Eşimden, ailemden ayrıyım ve artık dayanamıyorum. İstifa edemiyorum.
İş ve para her insana olduğu kadar benim de ihtiyacım var. Eşimi ve ailemi de çok özlüyorum yuvamı kurmak istiyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı benim için tek çıkar yol intihar gözüküyor. . (Trabzon, Kadın, Ebe)
- Benim sizlerden tek isteğim eş tayinleri. Şu an eşimle ayrılma durumuna geldim. Lütfen bize yardımcı olun. Bu insanların eşleri yok mu, neden böyle yapıyorlar? (Mardin, Bayan, Ebe)
- Hakkari'de 2.5 yıldır görev yapmaktayım, buralarda uzun yıllar görev
yapmak zor. Sevdiğim kızın babası Doğu'da çalıştığım ve çakılı personel olduğumdan dolayı kızını vermiyor. Ben böyle giderse hiç evlenemeyeceğim.
(Hakkari, Erkek, Sağlık Memuru)
- Üç senedir nişanlıyım ve nişanlım TSK personeli, tayin hakkım olmadığı için evlenemiyoruz. Ailem rahatsız bakmakla yükümlüyüm, maalesef onların yanında dahi olamıyorum. Bize üvey evlat gibi davranılıyor, biz köle miyiz? (Kütahya, Bayan, Ebe)
Memur % 1.77'lik zammı garantiledi
Yılın ikinci yarısında memur maaşlarına yüzde 2.5 oranında zam yapılırken, temmuz-kasım aylarını kapsayan son beş ayda enflasyon yüzde 4.31 olarak gerçekleşti. Enflasyon artışından kaynaklanan reel kayıp yüzde 1.74 olarak hesaplanırken, bunun karşılanması için memur maaşlarına yapılması gereken zam oranı yüzde 1.77 olarak hesaplandı.
Yılın ikinci yarısında memur maaşlarına yüzde 2.5 oranında zam yapılırken, kasım sonu itibariyle ikinci yarıdaki enflasyon yüzde 4.31 olarak gerçekleşti. Bu dönemde memurlar enflasyon karşısında yüzde 1.74'lük reel kayba uğradı. Söz konusu reel kaybın karşılaması için memur maaşlarına yüzde 1.77'lik enflasyon zammı yapılması gerekiyor.
Yılın ikinci yarısı itibariyle enflasyonun yüzde 5'e ulaşması durumunda ise memur maaşlarındaki reel kaybın yüzde 2.38'e ulaşması bekleniyor. Söz konusu kaybın karşılanması için de yüzde 2.44'lük enflasyon zammı yapılması gerekiyor.
Yılın ilk altı aylık döneminde de yüzde 2.5'lik oranında zam alan memur maaşlarında yüzde 4.88'e ulaşan enflasyon dolayısıyla yüzde 2.27'lik reel kayıp oluşmuştu. Hükümet söz konusu reel kaybı karşılamak için yüzde 2.32 oranında enflasyon farkı ödemişti.
Yılın ikinci yarısında da gerçekleşecek kümülatif TÜFE rakamının yüzde 2.5'i aşması durumunda aşan kısmı telafi edecek şekilde memur maaşlarına zam yapılması için 2007 yılı memur maaşı aylık katsayıları ve ücret tavanını belirlemek için Bakanlar Kurulu'na yetki verilmişti. Memur maaşlarına enflasyon farkı ödemesi yapılmasının ardından, Bakanlar Kurulu 2007 yılı memur maaş aylık katsayısını ve ücret tavanlarını yeniden belirleyecek.
AA
12/05/2006
KİRADA YILLIK ARTIŞ YÜZDE 19,9 OLDU
Buna göre, gerçek kira ücretindeki artış, yıllık enflasyondaki artışın 2 katına ulaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye ortalama madde fiyatları verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, gerçek kira ücreti 2005 yılı Kasım ayında 155,80 YTL iken, bu rakam bu yıl aynı ayda 186,84 YTL'ye yükseldi.
Bu arada, TÜİK verilerinde yer alan kiracı tarafından ödenen ücret kalemine göre de kira ücreti 2006 yılı Kasım ayında 339,88 YTL oldu. Bu rakam 2005 yılının aynı ayında 281,09 YTL idi. Buna göre, kiracı tarafından ödenen ücrette geçen yıla göre artış oranı yüzde 20,9 oldu.
Kira dışında evle ilgili sürekli giderlerin içinde yer alan doğal gaz ücreti ise geçen yıl Kasım ayında 0,49 YTL iken, bu yılın Kasım ayında 0,61 YTL'ye yükseldi.
Bu rakamlara göre doğal gazdaki yıllık artış yüzde 24,5 oldu.
Su faturası ise aynı dönemde yüzde 9,3 geriledi. Geçen yıl Kasım ayında 1,61 YTL olan su faturası bu yıl aynı ayda 1,46 YTL'ye geriledi. Elektrik ücreti ise son bir yılda değişmedi ve 0,16 YTL'de kaldı.
12/04/2006
Enflasyonu artıran gıda, kira ve giyim oldu
Kasımda tüketici fiyatları özellikle gıda ve giyim ve ayakkabı fiyatlarında yaşanan artışların etkisiyle yüzde 1.29 oranında arttı. Kasımda, üretici fiyatları ise döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 0.29 oranında geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) tüketici fiyatları endeksi kasımda bir önceki aya göre yüzde 1.29 oranında artarken, üretici fiyatları (ÜFE) endeksi ise yüzde 0.29 oranında geriledi. TÜFE'de bu yılın ilk 11 aylık dönemindeki artış yüzde 9.40, ÜFE'de ise 11.72'ye kadar yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde ise TÜFE'de yüzde 7.27, ÜFE'de ise yüzde 2.71 oranında artış yaşanmıştı.
Hükümetin yüzde 9.8 olarak tahmin ettiği bu yıl sonuna ilişkin enflasyon tahmininin gerçekleşmesi için aralıkta TÜFE'nin 0.37'den fazla artmaması gerekiyor. Ayrıca yıl sonu enflasyonunun yüzde 10'un altında kalması için ise aralık ayı artışının yüzde 0.54'ü aşmamasına bağlı bulunuyor. YILLIK ENFLASYON
TÜFE'de eylül sonunda yüzde 10.55 olan yıllık enflasyon ekim ayında yüzde 9.98'e, kasımda da yüzde 9.86'ya geriledi ve bir önceki ayda olduğu gibi tek haneli oldu. 2005 yılı sonunda yüzde 7.72 olduktan sonra izleyen aylarda yükselme eğiliminde gözüken yıllık enflasyon bu yıl haziranda yüzde 10.12'yle uzun bir aradan sonra yeniden çift haneli oranları çıkmıştı.
ÜFE'deki yıllık artış ise yüzde 11.67 olarak gerçekleşti. Bu yıl temmuzda yüzde 14.34'e kadar yükseldikten sonra geçen ay yüzde 10.94'e kadar inen yıllık ÜFE, kasım ayıda yüzde 11.67'ye yükseldi. Geçen yıl kasım sonunda yıllık ÜFE yüzde 1.60 gibi oldukça düşük bir düzeyde bulunuyordu.
Yıllık ortalama enflasyon ise TÜFE'de yüzde 9.44, ÜFE'de de yüzde 8.60 olarak gerçekleşti. EN YÜKSEK ARTIŞ GİYİM VE AYAKKABI GRUBUNDA
Kasımda TÜFE'de ana harcama grupları itibariyle en yüksek aylık artış yüzde 4.80'le giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşti. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 2.71, konutta yüzde 1.30, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.81, lokanta ve otellerde yüzde 0.71, sağlıkta yüzde 0.17, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0.01 oranında artış yaşandı. Eğitimde yüzde 0.11 oranında düşüş yaşanan kasım ayında, ulaştırmadaki düşüş yüzde 0.28, ev eşyasında yüzde 0.48, eğlence ve kültürde yüzde 1.86 olarak hesaplandı.
Kasımda yüzde 1.29 olan enflasyona gıda fiyatlarındaki artış 0.74 puan, giyim ve ayakkabı 0.39 puan ve konut harcamaları (kira) 0.21 puan katkı yaptı. TÜFE'nin harcama gruplarında yıllık bazda en yüksek artış yüzde 15.16'yla çeşitli mal ve hizmetlerde yaşandı. Onu yüzde 13.77'yle lokanta ve oteller, yüzde 13.73'le konut, yüzde 10.22'yle gıda ve alkolsüz içecekler ve yüzde 10.21'le de alkollü içecekler ve tütün izledi. Son bir yılda yüzde 1.23'le en az artan harcama grubu haberleşme oldu. Kasımda en yüksek fiyat artışı yaşanan giyim ve ayakkabı harcamaları son bir yıllık dönemde sadece yüzde 3.37 arttı. Son bir yılda eğlence ve kültür harcamaları yüzde 7.49, eğitim yüzde 7.69, sağlık harcamaları ise yüzde 8.01 oranında artış gösterdi.
Merkez Bankası: Dövizle Borçlanmayın!
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, banka tarafından hazırlanan ?Finansal İstikrar Raporu?nun üçüncü sayısını kamuoyuna açıkladı.
KREDİ KARTI YERİNE TÜKETİCİ KREDİSİ
Yılmaz, raporun geçen sayısına ilişkin konuşmasında ?kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı sahiplerinin bu gereksinimlerini, kredi kartı yerine tüketici kredileri ile de karşılamalarının lehlerine olacağını? belirttiğini ve ellerindeki verilere göre geçen zaman içinde kredi kartları ile yapılan harcamaların faizle taksitlendirilen kısmının oransal olarak azaldığını söyledi.
ılmaz, tüketicilerin bu eğilimi devam ettirerek, kredi kartlarını bir ödeme aracı olarak kullanmaları mağduriyetlerini en aza indireceğini bildirdi.
FİRMALARA AÇIK POZİSYON UYARISI
Yılmaz, sağlanan yurt dışı kaynaklardan en büyük payı alan firmaların, yabancı para cinsinden borçlanmalarının, döviz pozisyon açıklarını artırdığına dikkati çekti.
Ulusal paranın değer kaybetmesinin, borçluların temerrüt riskini artırarak, firmaların taşıdıkları kur riskinin bankacılık sektörüne kredi riski olarak yansımasına neden olabileceğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti: ?Bu itibarla reel sektör firmalarının, kur riski yönetimi konusunda bilinçlenmeleri ve riskten korunma araçlarını yaygın şekilde kullanmaları, bankaların ise yabancı para açık pozisyonu olan firmaların kredi riskini dikkatle değerlendirmeleri gerekmektedir."
BANKA DIŞI KESİMİN POZİSYON AÇIĞI 43 MİLYAR DOLAR
Finansal İstikrar Raporunun bu sayısında, söz konusu çalışma sonuçlarının da yer aldığını bildiren Başkan Yılmaz, buna göre banka dışı kesimin net yabancı para pozisyon açığı 2005 yılı sonunda 29 milyar dolar iken, yüzde 49 artışla 2006 Haziran ayı itibarıyla 43 milyar dolara yükseldiğini ve Eylül ayında da yaklaşık aynı seviyede gerçekleştiğini bildirdi.
TÜKETİCİYE DÖVİZ BORÇLANMASI KONUSUNDA ÖNERİ
Yılmaz, Mayıs-Haziran dalgalanmasının, yeni kredi kullanımı için cazip faiz oranlarını ortadan kaldırmakla beraber, tüketici kredilerinin mevzuat gereği sabit faizli olması dolayısıyla hanehalkının mevcut borçlarına ilişkin faiz yükünü artırmadığını, ancak tüketici kredileri içinde payı azalmakla birlikte, hanehalkının dövize endeksli kredi tutarının yaklaşık 1,5 milyar Yeni Türk Lirasına ulaştığının görüldüğünü kaydetti.
Yılmaz, ?kurlardaki artışın, bu kesimin borç yükünü arttırdığı göz önünde bulundurulduğunda, döviz geliri elde etmeyen hanehalkının dövize endeksli borçlanmasının yüksek risk taşıdığı ve bundan kaçınılması gerektiği açıktır? şeklinde konuştu.
BANKACILIK SEKTÖRÜ 9 AYDA YÜZDE 9,1 BÜYÜDÜ
Mali sektör içinde en büyük payı oluşturan bankacılık sektörünün, piyasalarda yaşanan dalgalanmaya rağmen 2006 yılının dokuz ayında reel olarak yüzde 9,1 oranında büyüdüğünü, yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisinin de devam ettiğini bildiren Yılmaz, bankacılık sektörü bilançolarında kredilerin payının artmaya devam ettiğine dikkat çekti.
KREDİ ARTIŞ HIZI YAVAŞLAYACAK
Yılmaz, kredi hacmindeki büyümenin basta konut kredileri olmak üzere, esas olarak bireysel kredilerden kaynaklandığını ifade ederek, şu bilgileri verdi: ?Ancak, son dönemde finansal piyasalarda görülen dalgalanmaların etkisiyle kredi faizlerinin yükselmesi, Haziran ayından itibaren bireysel kredilerin artış hızında yavaşlamaya sebep olmuştur. Kredi hacmi artış hızındaki yavaşlama eğiliminin önümüzdeki dönemde de devam edeceği beklenmektedir.
Bankalar yabancı para net genel pozisyonlarını dengede tutma eğilimini sürdürmüştür. Dolayısıyla Mayıs ayından itibaren kurlarda meydana gelen artışın sektörün kârlılığına etkisi sınırlı olmuştur.?
Yılmaz, bankacılık sektörünün sağlamlığının bir göstergesi olarak, izlenen Finansal Sağlamlık Endeksindeki düşüşün, Mayıs ve Haziran aylarında görülen dalgalanmalara rağmen sınırlı olmasının, sektörün kırılganlıklara karşı dayanıklı olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Genel olarak, Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan dalgalanmanın bankacılık sektörüne etkilerinin kısa vadede sınırlı kaldığı görülmekle birlikte, bazı etkilerinin gecikmeli olarak ortaya çıkabileceği hususu da göz önünde bulundurulmalıdır.?
?ÖNLEMLER ETKİSİNİ GÖSTERDİ, OYNAKLIK AZALDI?
Yılmaz, dalgalanmanın ardından alınan önlemlerin etkisini Temmuz ayından itibaren göstermeye başladığını ve piyasalardaki oynaklığın azaldığını vurguladı.
?Merkez Bankası, nihai hedefi olan fiyat istikrarı ile tamamlayıcı hedef olarak değerlendirdiği finansal istikrar arasında bir çelişki görmemekte, para politikası karar sürecinde finansal sistemin bir bütün olarak istikrarını gözetmektedir? diyen Yılmaz, diğer taraftan kısa vadede finansal sistemin bütününe yönelik tehditlerin ortaya çıkması halinde ise Merkez Bankasının, orta vadeli bir öngörü ile gözettiği fiyat istikrarını tehlikeye sokmadan, gerekli tedbirleri alma gücü ve kararlılığına haiz olduğunu kaydetti.
4 yeni üniversite daha geliyor
''İstanbul Aydın'', ''Acıbadem'', ''İstanbul Arel'' ve "İzmir" adlarıyla 4 vakıf üniversitesi kurulmasına ilişkin tasarı, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı, Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından ''İstanbul Aydın'', Acıbadem Eğitim ve Sağlık Vakfı'nca ''Acıbadem'', Doğanata Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından ''İzmir'' ve Kemal Gözükara Eğitim ve Kültür Vakfınca da ''İstanbul Arel'' isimleriyle vakıf üniversitesi kurulmasını öngörüyor. Tasarının gerekçesinde, Anayasanın ilgili maddesinde, kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerin kanunla kurulacağı, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumlarının kurulabileceği hükmünün yer aldığı hatırlatıldı.
''Yükseköğretim, eğitimin pahalı bir kademesi ve yarı kamusal bir hizmettir. Yükseköğretim maliyetinin tamamına yakın bölümünün devletçe karşılanması anlayışı büyük boyutlarda maddi kaynak gerektirmektedir'' denilen gerekçede, şu görüşlere yer verildi:
''Anayasamız, özel girişimcilerin üniversite kurmalarına imkân vermezken, kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla vakıfların üniversite kurmalarına imkân sağlamaktadır. 21. Yüzyılın bilgiyi üreten ve etkin kullanan saygın ülkeleri arasında yer alabilmemiz, özellikle yükseköğretimde nicelik ve nitelik açısından sağlayacağımız başarıyla mümkün olabilecektir. Türkiye çok genç nüfusa sahip olup, bu genç nüfusun yükseköğretime önemli bir talebi bulunmaktadır. 1986 yılında 426 öğrenci ile eğitime başlayan vakıf üniversitelerinde 2005-2006 eğitim-öğretim yılı itibarıyla ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarında 108 bin 323 öğrenci öğrenim görmektedir. Devlet kaynakları ile değil kendi öz kaynakları ile kazanç amacı olmaksızın vakıflar tarafından kanunla kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip vakıf üniversiteleri Türk yükseköğretiminin ayrılmaz bir parçasını ve önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.''
Gerekçenin son bölümünde ise Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından İstanbul'da ''İstanbul Aydın Üniversitesi'', Acıbadem Eğitim ve Sağlık Vakfı tarafından İstanbul'da ''Acıbadem Üniversitesi'', Doğanata Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından İzmir'de ''İzmir Üniversitesi'' ve Kemal Gözükara Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından İstanbul'da ''İstanbul Arel Üniversitesi'' adında vakıf üniversitelerinin kurulmasının, yükseköğretime önemli bir katkı sağlayacağı ifade edildi.
İKİLİ ANLAŞMALAR
Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti ile Fildişi Sahili (Kotdivuar) Cumhuriyeti arasında ekonomik ve teknik işbirliği anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti arasında sosyal güvenlik sözleşmesi ile Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli İşbirliği Anlaşmasının onaylanmasına ilişkin üç ayrı yasa tasarısı da TBMM Başkanlığına sunuldu.
CHP Öğretmenlerin Şikayetini Meclis'e Taşıdı.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, öğretmenlerin ?öğretmenevlerinden" yararlanamadıkları yönündeki iddiaları bir soru önergesiyle TBMM?ye taşıdı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik?in yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde İnce, öğretmenlerin, öğretmenevlerine rezervasyon yapamadıklarını ifade ederek, özellikle büyük kentlerde, öğretmenevlerinde konaklamaya ilişkin yönetmeliğe uyulmadığını ileri sürdü.
Önergesinde, ?Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Evleri, Öğretmen Evi ve Akşam Sanat Okulları, Öğretmen Lokalleri ve Sosyal Tesisler Yönetmeliği?ninö 9. maddesinde ?Konaklama ünitesinden, öncelikle üye ve üye yakınları yararlanır" hükmünün yer aldığına dikkat çeken İnce, öğretmenlerin bu hükmün, özellikle büyük illerde uygulanmadığından yakındığını kaydetti.
BAŞKENT ?ŞİKÂYETİ"
İnce, önergesinde, şikâyetlerin önemli bölümünün Ankara?da bulunan Başkent Öğretmenevi ile ilgili olduğuna dikkat çekerek, Bakan Çelik?e 2006 yılı Ağustos ve Eylül ayı konaklama rakamlarını sordu.
ÇELİK: ?MİSAFİR AĞIRLIYORUZ"
Hüseyin Çelik ise önergeye verdiği yanıtta, Başkent Öğretmenevi?nin MEB?in çalışmalarına hizmet vermek üzere kurulduğunu belirtti. Çelik, ?Başkent Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu diğer öğretmenevlerinden farklı bir statüye sahip olup doğrudan bakanlığımıza bağlı hizmet vermektedir. Zaman zaman MEB?in davetlisi olarak Türkiye?yi ziyaret eden ülkelerin temsilcileri ile bakanlığımızla işbirliği halinde çalışma yapmak üzere dışarıdan gelenlerin ağırlanmaları, ülke genelinde özel günlerde yapılan programlara, resmi ziyaretlere, konferanslara, panellere ve benzeri faaliyetlere evsahipliği yapmaktadır" dedi.
Çelik, 2006 yılının Ağustos ayında Başkent Öğretmenevi?nde 7 bin 793 üye, üye yakını ve bakanlık çalışanı, 913 kamu görevlisi ve bin 661 serbest olmak üzere 10 bin 367 kişinin kaldığını belirtti. Çelik, 2006 yılının Eylül ayında ise, 7 bin 750 üye, üye yakını ve bakanlık çalışanı, bin 321 kamu görevlisi ve 2 bin 28?i serbest olmak üzere toplam 11 bin 99 kişinin konakladığını bildirdi.
Milliyet
Son Vergi İadesinde Dikkat Edilecekler...
Konya Vergi Dairesi Başkanı Harun Kaynak, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre geçen yıl emeklilerden sonra bu yıl da çalışanların son kez vergi iadesi alacağını söyledi.
Özellikle 2006'nın sonlarına yaklaştıkça çalışanların vergi iadesi için belgelerini hazırlamaya başladığını vurgulayan Kaynak, çalışanların mal ve hizmet karşılığında topladıkları fatura ve fişlerle maaşlarına oranla bir miktar vergi iadesi alabileceğini ifade etti.
Birçok çalışanın vergi iadesinden topladığı belgelerin dışında daha fazla gelir elde etmek için tanıdıklarından fatura ve fiş istediğini belirten Kaynak, şunları kaydetti:
''Bu istemekle kalmıyor, bir miktar komisyonla fiş bile satın alınabiliyor. Bu noktada oldukça tehlikeli bir süreç başlıyor. Çünkü yıl sonuna doğru naylon fatura düzenleyen kişi sayısında her yıl belirli oranda artış olur. Çalışan, daha fazla fatura ve fiş toplayayım derken sahtesini de alıp bize sunabilir. Bu durumda çalışanın başı ciddi anlamda derde girebilir. Öyle ki naylon fatura düzenlemek kadar, bunları kullanıp devleti zarara uğratmak da büyük suçtur. Örneğin, yüzlerce YTL'lik ekmek fişi çok mantıklı görünmüyor.''
Kaynak, sahte fatura ya da fiş kullanıldığının tespiti halinde çalışanın iade edilen paranın tamamını faiziyle geri ödediğini, ayrıca devleti zarara uğratmak suçundan aynı iade miktarında para cezasına çarptırıldığını belirterek, ''Yani çalışan, aldığı vergi iadesini, birini faiziyle olmak üzere 2 kez ödemek zorunda kalıyor'' dedi.
Para cezalarının yanı sıra kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Kaynak, çalışanın naylon fatura yüzünden kendini 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakim karşısında bulabileceğine işaret etti.
Kaynak, çalışanların sundukları zarflar içine koydukları fiş ve faturaları iyi incelemesi, naylon ya da içeriği mantıksız faturalara itibar etmemesi gerektiğini vurgulayarak, ''Çalışanları uyarıyorum, son vergi iadesinde biraz fazla gelir için hapisle karşılaşmayın. Günümüzde artık naylon fatura ve fişi tespit etmek hiç de zor olmuyor'' diye konuştu.
milliyet
11/30/2006
11/29/2006
Memur 14 Aralık'ta iş bırakacak
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, yaptığı açıklamada, toplu görüşmelerin ardından ilk tepkilerini AK Parti Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakarak gösterdiklerini anımsatarak, kamu çalışanlarının sorunlarına çözüm getirilmemesi nedeniyle seçime kadar bir dizi eylem yapacaklarını söyledi.
Akyıldız, Aralık ayında TBMM'de bütçe görüşmeleri yapılırken eylemlerinin bir bölümünü hayata geçireceklerini belirterek, ?Çalışılan her kurumun bütçesinin görüşüldüğü gün karşılarında Türkiye Kamu-Sen'i görecekler? dedi.
2007 yılı bütçesinin Türkiye'ye ve Türk halkına bir fayda getirmeyeceğini öne süren Akyıldız, bütçede borç ödemenin garantiye alındığını, buna karşılık yatırımlara ve toplumun beklentilerine yer verilmediğini iddia etti.
?Ne bu bütçeden, ne de hükümetten artık bir şey beklemiyoruz? diyen Akyıldız, gelir adaletsizliği ve işsizliği azaltmanın koşulunun yatırımlardan geçtiğine işaret ederek, bütçede yatırımlardan söz etmenin mümkün olmadığını savundu.
?REFERANDUM? SONUÇLARI AÇIKLANACAK
KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul da bütçede emekçilerin ve halkın bulunmadığını savundu.
Tombul, bütçede yatırıma, kamu hizmetlerine ve kamu çalışanlarına kaynak aktarmak yerine, IMF'nin taleplerinin dikkate alındığını iddia ederek, çalışanların bütçeye bakışını, TMMOB ve TTB ile düzenledikleri ?referandum? sonuçlarını açıklayarak göstereceklerini söyledi.
?Referandum? sonuçlarını, 5 Aralıkta TBMM Dikmen Kapısında yapacakları açıklama ile kamuoyuna duyuracaklarını ifade eden Tombul, 14 Aralıkta bütçeye karşı hizmet üretmeyerek alanlara çıkacaklarını kaydetti.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de bütçenin geçmişteki örneklerinden farklılık taşımadığını söyledi.
IMF direktifleriyle hazırlandığını öne sürdüğü bütçenin tek önceliğinin borç ödemek olduğunu iddia eden Çelebi, ?Önümüzde alt yapı, sağlık, eğitim ve istihdam gibi konulara hiçbir katkı sağlamayacak bir bütçe var. Bütçede emekçilerin haklarına yönelik gasplara devam ediliyor? diye konuştu.
KESK öncülüğünde yürütülen eylemlere destek vereceklerini bildiren Çelebi, konfederasyonun yetkili kurullarında alacakları kararlar doğrultusunda, DİSK olarak da bütçeye karşı bölgesel eylemler düzenleyeceklerini kaydetti.
?EKSTRA ZAM İSTİYORUZ?
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu, açıklamasında, bütçede personel giderlerinin reel olarak azaldığını söyledi.
Hükümetin anlaşmazlıkla sonuçlanan toplu görüşmelerden sonra memur maaş zammını tek taraflı açıkladığına işaret eden Aksu, ?Aralık ayındaki bütçe görüşmelerinde memur ve memur emeklilerine yönelik ekstra zam verilmesini istiyoruz? dedi.
Bağlı sendikaların bakanlık bütçeleri görüşülürken taleplerini içeren basın açıklamaları yapacaklarını anlatan Aksu, açıklamaların yerinin ve biçiminin sendikalar tarafından belirleneceğini kaydetti. Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen de 2007 yılında emeklilere ayrılan kaynağın artırılması talebiyle eylemleri olacağını belirterek, ayrıca bütçeye yönelik düzenlenen eylemlere destek vereceklerini bildirdi.
Emeklinin maaşı artacak
Referans Gazetesi'nde Hacer Boyacığlu imzası ile yer alan haberde reformla birlikte yürürlüğe girecek olan düzenlemeyle, 2006 sonu itibariyle emekliliğine 2-3 yıl kalan veya emekliliği gelmiş memurlar çalışmayı sürdürürlerse; maaşlarında ciddi artışlar olacak. Konuya ilişkin bilgi veren bir yetkili, eski sistemde 25 yılı dolduran memurların maaşlarına fazladan çalışılan her yıl için 1 puan eklendiğini; yeni sistemde ise bu rakamın 2.5 puana çıkacağını belirtti. Bu durumda, 2007'de 25 yılını doldurmuş bir memur fazladan 2 yıl çalışırsa aylık bağlama oranı yüzde 80'e ulaşacak. Eski sistemde ise bu rakam yüzde 77'yle sınırlı kalacaktı.
SSK'da da benzeri bir durumun olduğuna dikkat çeken yetkili, yaşlılık aylığı bağlama oranının "sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3 bin 600 gününün her günü için yüzde 3,5, sonraki 5 bin 400 günün her 360 günü için yüzde 2, daha sonraki her 360 gün için de yüzde 1,5" oranından oluştuğunu belirtti. Bu rakamın ortalamasının yüzde 2,2-2,3 düzeyinde olduğu belirtilirken; sosyal güvenlik reformuyla birlikte 2015 yılına kadar bu oranın yüzde 2,5 olarak uygulanacağı kaydediliyor. Bu durumda, SSK'lıların emekli maaşlarında da geçici bir dönem artış olacağı; 2015 yılından sonra ise düşüş yaşanacağı vurgulanıyor.
Yetkililer, 2007 yılında yaşama geçirilecek düzenlemelerin Bağ-Kur'lulara da istirahat parası alma hakkı kazandıracağına dikkat çekiyor. Halen uygulamada SSK'lılar için sosyal güvenlik kurumu istirahat parası öderken; memurlar için bu ödemeyi çalıştığı kurumlar üstleniyor. Bağ-Kur'lulara ise böyle bir ödeme yapılması söz konusu değil. 2007 yılıyla birlikte ise memurlar için Sosyal Güvenlik Kurumu'nun istirahat parası ödemesi zorunluluğu oluşurken; Bağ-Kur'lulara da aynı hak tanınıyor. Bu durumda, rapor alan Bağ-Kur'lulara istirahat parası adı altında Sosyal Güvenlik Kurumu'nca ödeme yapılacak.
Vergi kimlik numarası tarih oluyor
Maliye Bakanlığı, vergi kimlik numarası almış olan TC vatandaşlarının vergi kimlik numaralarıyla TC kimlik numaraları eşleştirilerek, vergi kimlik numaralarını 11 haneli rakamdan oluşan TC kimlik numarasına dönüştürmüştü. Bu kapsamda 1 Temmuz 2006 tarihinden itibaren de vergi dairelerinde fiilen TC kimlik numarası kullanılmaya başlanmıştı. Vergi kimlik numarası olarak TC kimlik numaralarının, vergi numarası istenen işlemlerde resmen kullanılmasına ilişkin uygulama ise 1 Kasım 2006 tarihinden itibaren hayata geçirildi. Ancak 1 Kasım 2006 tarihine kadar vergi kimlik numarası gereken işlemlerde vergi kimlik numarası aranmaya da devam ediliyor. Bu tür işlemlerde vergi kimlik numarasına ek olarak isteğe bağlı olarak ve vergi kimlik numarasına ek olarak TC kimlik numarası da kullanılabiliyor.
Geçiş sürecinde olası problemlerin önlenmesi amacıyla, 1 Kasım 2006 ile 1 Ocak 2007 tarihleri arasında vergi kimlik numarası veya TC kimlik numarasından herhangi birisiyle işlem yapılabiliyor. Ancak 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren ise tüm işlemlerde TC vatandaşı gerçek kişiler için vergi kimlik numarası olarak yalnızca TC kimlik numarası kullanılacak. Böylelikle vergi kimlik numaraları tarihe karışacak.
YABANCILARIN DURUMU
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ise TC kimlik numaraları olmadığı için vergi dairelerince kendilerine verilen on haneli rakamdan oluşan vergi kimlik numaralarını kullanmaya devam edecekler. Vergi mükellefiyetini gerektirecek bir faaliyet nedeniyle mükellef olan ya da vergi mükellefiyetini gerektirecek bir faaliyeti bulunmayan, ancak vergi kimlik numarası gerektiren işlemlere taraf olan ve işlemleri gerçekleştirecek kişi ve kuruluşlara vergi kimlik numaralarını ibraz etmek zorunda bulunan tüzel kişiler daha önceden olduğu gibi mevcut ya da vergi dairelerinden yeni alacakları on haneli vergi kimlik numaralarını kullanacaklar.
Ticaret Sicil Memurlukları, yeni kurulacak sermaye şirketlerinin (anonim şirket, limited şirket ve eshamlı komandit şirket) kurucu ortakları, yönetim kurulu başkan ve üyeleri, genel müdürleriyle limited şirkette müdürlerden Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde olanların vergi kimlik numarası olarak TC kimlik numaralarının, yabancı uyrukluların ise vergi dairelerinden alınacak vergi kimlik numaralarının ilgili belgelere yazılmasını sağlayacaklar.
Özelleştirme mağduru 15 bin işçiye atama müjdesi
TBMM Plan Bütçe Komisyonu?nda Maliye Bakanlığı 2007 Yılı Bütçe sunuş konuşmasını yapan Unakıtan, Bakanlığı?nın gider bütçesi için teklif edilen ödenek tutarını 45.9 milyar YTL olarak açıkladı. Unakıtan, Bakanlık bütçesi ödeneğinin yaklaşık yüzde 2?sine denk gelen 896 milyon YTL?nin personel, mal ve hizmet alımlarıyla yatırım giderlerini karşılamak üzere kullanılacağını kaydetti.
2007 yılı ödenek teklifinin yüzde 98?ni oluşturan 45 milyar YTL tutarındaki ödeneğin kamu hizmetlerinin karşılanması amacıyla kullanılacağını açıklayan Unakıtan, Gelir İdaresi Başkanlığının ödeneğinin ise 1.3 milyar YTL düzeyinde bulunduğunu kaydetti. Unakıtan, ?Bu tutarın; yüzde 82?si personel, yüzde 13?ü mal ve hizmet alım giderleri, yüzde 4.4?ü sermaye giderleri ve diğer kısmı da cari ve sermaye transferlerinden oluşmaktadır? dedi.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 2007 Yılı Bütçesi teklifinin toplam 18.9 milyon YTL olarak belirlendiğini söyleyen Unakıtan, ?Bu tutarın tamamına yakını Özelleştirme fonundan yapılacak aktarmalarla karşılanacaktır. Gider bütçesinin, yüzde 79?u personel giderleri, yüzde 18?i mal ve hizmet alımları kalanı da cari transferlerden oluşmaktadır. Bu çerçevede yapılan aktarmaların fon gelirlerine oranı 2002 yılında yüzde 0.68, 2003 yılında yüzde 1.1, 2004 yılında yüzde 0.43, 2005 yılında yüzde 0.3, 2006 ekim sonu itibariyle ise yüzde 0.0 olarak gerçekleşti? diye konuştu.
ÖZELLEŞTİRME MAĞDURUNA İYİ HABER
Unakıtan, özelleştirme uygulamalarında çalışanları mağdur etmeyeceklerini belirterek, ?1992 yılından sonra özelleştirilen kuruluşlarda çalışan ve işini kaybedenlerin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici personel statüsünde işe yerleştirilmelerine karar verilmiştir. Bu kapsamda durumu uygun görülen 15 bin 738 işçi atama teklifleri yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığına gönderilmiştir? diye kaydetti.
"VERGİ İADESİ YERİNE, ASGARİ İNDİRİM GELİYOR"
Gelir Vergisi kanunu?nun sadeleştirilerek yeniden yazılma çalışmalarına devam edildiğini hatırlatan Unakıtan konuşmasına şöyle devam etti:
?Kurumlar vergisi Kanunu?nda olduğu gibi Gelir Vergisi Kanunu?nda da vergi kayıp ve kaçaklarını azaltıcı, vergi yükünün düşürüldüğü, geniş tabanlı bir vergi sistemine yer verilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda 2008 yılından itibaren ücretlileri vergi iadesi yerine, tüm ücretliler için uygulanacak asgari geçim indirimi uygulamasına başlatacağız. Böylece istihdam üzerindeki vergi yükü önemli ölçüde azalacak ve Türkiye istihdam üzerindeki vergi yükleri sıralamasında OECD ülkeleri arasında 7 basamak gerileyecektir.?
11/28/2006
Uzman - başöğretmenler belli oldu
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenliğin kademelendirilmesi kapsamında 92 bin 382 uzman, 338 de başöğretmenin belirlendiğini bildirirken, uzman öğretmenlerin maaşlarında 80, başöğretmenin maaşlarında ise 160 YTL artış olacağını kaydetti.
Bakan Çelik, Beşevler Şura Salonu?nda Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen etkinliğe katıldı. Çelik burada yaptığı konuşmada, Türkiye?nin gelişmesinde öğretmenlerin üzerine büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, ?Öğretmenlerimiz bir misyoner sebatıyla bu işe sarılırlarsa birkaç yılda Türkiye dünyanın parlayan yıldızı olacaktır? dedi.
UZMAN VE BAŞÖĞRETMENLER BELİRLENDİ
Çelik, öğretmenlik mesleğinin kademelendirilmesine ilişkin yaptıkları düzenleme kapsamındaki sınavın sonuçlarının da bugün itibariyle açıklandığını duyurdu. Sonuçların Milli Eğitim Bakanlığı?nın internet sitesinden öğrenilebileceğini kaydeden Çelik, değerlendirmeler ardından toplam 92 bin 382 öğretmenin ?uzman? ünvanını, 338 öğretmenin de ?başöğretmen? ünvanını aldığını ifade etti.
Çelik, uzman ve başöğretmen ünvanlarından elde eden öğretmenlerin maşlarında da artış olacağını bildirirken, uzman öğretmenlerin maaşlarında 80, başöğretmenlerin maaşlarında ise 160 YTL artış yapılacağını söyledi.(
11/27/2006
KPSS ruh sağlığını bozuyor
Binlerce insanın bir umutla girdiği Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sonuçlarına göre yapılan yerleştirmelerin iptal edildiğinin açıklanmasının ardından Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından yapılan bir araştırmada, KPSS'nin öğretmen adaylarının ruh sağlığını bozduğunu, umutsuzluk ve kaygı düzeyini yükselttiğini ortaya koydu.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim elemanları Yrd. Doç. Dr Songül Tümkaya, Dr. Birsel Aybek ve Dr. Metehan Çelik tarafından gerçekleştirilen çalışma, 271'i 2005-2006 bahar yılında son sınıf öğrencisi ve 132'si de çeşitli üniversitelerden mezun toplam 403 gönüllü öğretmen adayı üzerinde yapıldı. Örneklem grubunun 162'si fen-edebiyat, 241'i de Eğitim Fakültesi öğrencisi olurken, ölçekler 2006 KPSS'den iki ay önce uygulandı.
Deneklere cinsiyet, yaş, eğitim durumları, fakülte, daha önce KPSS'ye girip girmeme, dershaneye gidip gitmeme durumu ve üniversitede verilen öğretmenlik formasyonu derslerinin KPSS'ye katkısına yönelik sorulardan oluşan bir kişisel bilgi formu verilerek doldurmaları istendi.
Elde edilen veriler üzerinde yapılan çeşitli analiz yöntemleri sonucunda kaygı ve umutsuzluk puanlarının yükselmesinde yaş değişkeninin önemli bir etken olduğu, buna bağlı olarak yaşın artmasının kaygı ve umutsuzluk düzeyini arttırdığı belirlenirken, cinsiyet açısından yapılan değerlendirmede erkek adayların kızlardan daha fazla umutsuzluk ve kaygı yaşadığı saptandı.
Son sınıf öğrencisi öğretmen adaylarına göre mezun olan adayların daha çok umutsuzluk yaşadığını da ortaya çıkaran araştırmada göze çarpan diğer bir nokta da, daha önce KPSS'ye giren adayların henüz sınava girmemiş olanlara göre daha fazla kaygı ve umutsuzluk yaşadığı oldu. Çalışmada ayrıca KPSS'de başarılı olmak için dershaneye gidenlerin gitmeyenlere göre yine daha fazla kaygı ve umutsuzluk yaşadığı, üniversitede verilen formasyon derslerinin KPSS'ye katkısı olmadığını düşünen adayların yine daha çok durumluk ve sürekli kaygıyla umutsuzluk yaşadığı belirlendi.
Fen Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin yerleştirilebileceği alanların kısıtlı olması nedeniyle Eğitim fakültesi öğrencilerine göre daha fazla kaygı ve umutsuzluk yaşadığını ortaya çıkaran çalışmada, adayların çoğunluğu KPSS'nin alan bilgisine yönelik olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Erkek öğrenciler sınavı kazanamayıp işe yerleşmemeleri durumunda ya askere gideceğini ya da yurt dışına gitme olanaklarını deneyeceğini anlatırken, Yrd. Doç. Dr. Tümkaya, bunun ciddi bir beyin göçü tehlikesini beraberinde getireceğini belirtti. Dr. Aybek, sınavda başarısızlığın adayların ruh sağlığını bozduğunu ifade ederek, ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgularken, Dr. Çelik ise KPSS'nin ÖSS gibi ezberciliğe yönelttiğine dikkat çekti.
İhlas HA
Sözleşmeliye ücret aldatmacası
Kültür Bakanlığı'nda çalışan 2 bin 500 sözleşmeli personele bir hafta geçmesine karşın ücretleri ödenmedi, üstüne de yeni yıldan önce maaşlarının net 380 bin YTL'ye düşürüleceği bildirildi. Çalışma Bakanlığı, kamuda çalışan 207 bin 892 geçici işçinin bir bölümünü "sözleşmeli", bir bölümü de "sürekli işçi" statüsüne geçirilmesi için çalışma başlatmıştı. Bu çalışmanın öncesinde yapılan bu uygulama, "işçilerin bezdirilerek, işten ayrılmalarının yolunu açmak ve yeni işçiler almak" olarak yorumlandı.
Temmuz ayında yayınlanan genelgeyle belediyeler, il özel idareleri ve kamu kurumlarına sözleşmeli personel alımı durdurulurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da geçici işçilerin kadroya alınmasına yönelik çalışmaları tamamladıklarını duyurdu. 207 bin geçici işçiye kadro sözü verilirken, çeşitli kamu kurumlarında farklı uygulamalar ortaya çıkmaya başladı. Kültür Bakanlığı'nda çalışan ve maaşlarını döner sermayeden alan işçilerebir haftadır maaşlarının ödenmediği bildirildi. Bakanlık çalışanlarına maaşlarının yılbaşı itibariyle asgari ücret düzeyine çekileceği bildirildi. Aralarında bir yıldan on yıla kadar çalışma süreleri bulunan sözleşmeli işçiler, "Kadro sözü verilmişti. Şimdi gitmemiz için ellerinden gelenleri yapıyorlar" diyerek isyan ettiler. Çalışanlar, hükümetin böyle bir kararla, kendilerini istifaya zorladığını, seçim öncesi AKP'ye yakın isimlere yeni iş alanı yaratılmak istendiğini söylediler.
TEKNİK HAZIRLIKLAR BİTTİ
Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın kaldırılacağını söylediği geçici işçilikle ilgili teknik hazırlıklarda da son aşamaya gelindi. Kamuda çalışan yaklaşık 208 bin geçici işçinin bir bölümü sözleşmeli, bir bölümü de sürekli işçi statüsüne geçirilecek. Büro personeli olarak çalışan ve memurlarla aynı işi yapan geçici işçiler sözleşmeli statüsüne geçirilecek. Kamu işçileriyle benzer alanlarda çalışan geçici işçiler de daimi kadroya alınacak. Bu düzenleme esas alınırsa, sözleşmeli statüsüne geçirilecek geçici işçilerin maaşlarında bir miktar azalma olacak. Fakat taslağı hazırlayan bürokratlar, sürekli çalışma hakkı kazanmanın daha önemli olduğuna dikkat çekiyor. Yasa çıktığında, kimin sözleşmeli, kimin sürekli işçi statüsüne geçirileceğine çalıştıkları loırumlar karar verecek.
KAMPANYA İŞÇİLERİ
Tasarı, kamu kurumları, belediyeler, KİT'ler ve özel idareyi kapsıyor. Yaklaşık 200 bin kişiye "daimi işçi" statüsü kazandıracak olan düzenlemeden, belediyelerin sadece İSKİ ve ASKİ gibi kuruluşları faydalanacak. Bunların daşındaki belediyeye bağlı şirketler kapsam dışında bırakıldı. 6 aydan daha az çalışanlar ise mevsimlik ve kampanya işçisi olarak istihdam edilecek. Başbakanlıkla gönderilen ve mevzuattan "geçici işçi" kavramını kaldıran tasarının yılbaşından önce yasalaşması hedefleniyor. Kadro konusunda kararlı olduklarını söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, "Bakanlar Kurulu 'nda belirginleşmiş bir irade var. 2007 girmeden düzenlemeyi tamamlamayı planlıyoruz" dedi.
BİRGÜN
Tekel, küçülecek sonra özelleştirilecek
11/21/2006
İDO öğretmenleri ücretsiz taşıyacak
İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO), uygulamanın, 24 Kasım Öğretmenler Günü hediyesi olduğunu ve tüm öğretmenlerin yararlanabileceğini açıkladı.
'Öğretmenlere Özel Ücretsiz Geçiş Projesi' kapsamında, 24 Kasım 2006 tarihinden başlayarak emekli ve çalışan tüm öğretmenler, sadece kimlik kartlarını göstererek şehir hatları vapurlarını ücret ödemeden kullanabilecek.
Uygulama, 1 Ocak 2007 tarihinde sona erecek.
ÖSS'de katsayıya devam
Rektörler Komitesi, 17. Milli Eğitim Şurası'nda, ''meslek liseleri için katsayı uygulamasını kaldırmayı'' amaçlayan ve ''imam hatip lisesi mezunlarına uygulanan engelin aşılması'' olarak ünlenen temenni kararı alındığını belirterek, yüksek öğretimde onarılamayacak tahribata yol açacağını savunduğu bu temenninin kesinlikle Komitece benimsenmediğini ve Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) bu konuda bir değişikliğe gidilmeyeceğini bildirdi. Rektörler Komitesi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında YÖK'te toplandı. Toplantının ardından Teziç, alınan kararlara ilişkin bildiriyi okudu.
Bildiride, 17. Milli Eğitim Şurası'nın, meslek liseleri için ''katsayı uygulamasını kaldırmayı'' amaçlayan temenni kararı aldığı belirtildi. Konunun alt komisyonda ele alınmasından başlanarak, Şura Genel Kurulu'nda son şeklini almasına kadar kamuoyunda ''imam-hatip lisesi mezunlarına uygulanan engelin aşılması'' olarak ünlenen temenninin benimsendiği ifade edilen bildiride, şöyle denildi: ''Rektörler Komitesi, yaklaşmakta olan 2007 ÖSS sürecini de dikkate alarak, bu konuyu da görüşmüş, öğrencilerde ve yakınlarında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla aşağıdaki açıklamanın kamuoyuna duyurulmasına karar vermiştir:
1- Mesleki eğitim ile genel eğitim; amaçları, konuları ve fiziki altyapıları farklı olan iki ayrı eğitim-öğretim alanıdır. Mesleki eğitim, uygulamaya yönelik özel bilgi ve beceri ile donatılmış ara insan gücünü yetiştirmeyi hedef alırken, genel liselerin amacı üniversiteye hazırlamaktır. Kaldı ki özellikle belirli meslek liseleri ve öğretmen liselerinin devamı niteliğinde olan eğitim fakülteleri, ilahiyat fakülteleri de mesleki ve teknik eğitim fakültelerine öğrenci yerleştirmede bu liselerden mezun olanlara özel avantaj sağlayan ek katsayı uygulaması mevcuttur.
2- Şura kararları bilindiği üzere uygulanma zorunluluğu olmayan, temenni niteliği taşıyan kararlardır. Şunu da hatırlatalım ki bu tür bir temenni kararının doğuracağı vahim sonuçlardan biri de meslek lisesi öğrencilerinin üniversiteye girebilme beklentisiyle mesleki eğitim ve öğrenimlerini sekteye uğratmaları tehlikesidir. Rektörler Komitesi, Türk yüksek öğretiminde ve ülkemizin insan kaynağı planlamasında onarılamayacak tahribata yol açacağını düşündüğü bu temenniyi kesinlikle benimsememektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için yüksek öğretim üst kurullarının iradesi dışında girişimde bulunulması halinde, bu girişimleri engelleyebilmek amacıyla her zamanki gibi yasal zeminde bütün gayretleri sebatla sürdüreceğini ve yaklaşan ÖSS'de bu konuda değişiklik yapılmayacağını kamuoyuna açıklamayı bir görev bilir.''
AA
Gerçek İşsiz Sayısı 5 Milyon
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), çeşitli uluslararası standartlara göre yaptığı sınıflamada, özellikle işsiz olduğu halde iş bulmaktan umudunu kestiği için iş aramayan, ancak iş bulsa hemen çalışabilecek durumda olanları işgücüne ve dolayısıyla işsiz sayısına dahil etmiyor.
Bunun yanı sıra mevsimlik çalıştığı için o mevsimde işi olmayanlar da işgücüne ve işsizler arasına alınmıyor. Eksik istihdam olarak nitelendirilen, bir işte çok kısa süreli çalışan ve daha fazla çalışabilecek durumda olanlarla, gerçek mesleğinde çalışmadığı için iş arayanlar ise işgücüne dahil edildiği halde işsiz kabul edilmiyor.
TÜİK'in
Ağustos 2006 dönemine (temmuz-ağustos-eylül) ilişkin hanehalkı işgücü araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye'de 1 milyon 959 bin kişi iş bulmaktan umudunu kestiği için işgücüne dahil edilmiyor. Mevsimlik çalışanlardan 142 bin kişi de işgücüne ve işsizler arasına alınmadı. TÜİK'in bu nedenlerle işsiz ordusuna dahil etmediği "işsizlerin" sayısı 2 milyon 101 bin kişiyi buluyor.
Söz konusu kişiler iş gücüne dahil edildiğinde ise Türkiye'deki toplam işgücü 25 milyon 622 bin kişiden 27 milyon 723 bin kişiye çıkıyor.
Bir işte çok kısa süreli çalışan ve daha fazla çalışabilecek durumda olanlarla, gerçek mesleğinde çalışmadığı için ya da işinden memnun olmadığı için iş arayan 791 bin kişi istihdama dahil ediliyor. İstihdam oranından eksik istihdam olarak tanımlanan bu rakam düşüldüğünde, TÜİK'in 23 milyon 279 bin kişi olarak belirlediği istihdam oranı 22 milyon 488 bin kişi olarak belirlendi.
GERÇEK İŞSİZLİK YÜZDE 1.2 ARTTI
Eksik istihdam, iş bulmaktan umudunu kesenler ve mevsimlik çalışanların da işgücüne dahil edilmesiyle birlikte TÜİK'in yüzde 9.1 olarak açıkladığı işsizlik oranı yüzde 18.9'a çıkıyor. Geçen yılın aynı döneminde TÜİK'in yüzde 9.4 olarak açıkladığı işsizlik oranı yüzde 17.7 düzeyinde bulunuyordu. Gerçek işsizlik oranının ağustos ayında geçen yılın aynı dönemine göre 1.2 puan arttığı belirlendi.
TÜİK'in 2 milyon 343 bin kişi olarak açıkladığı işsiz sayısı da 5 milyon 235 bin kişiye ulaştı. Gerçek işsizlerin sayısı geçen yılın aynı döneminde ise 4 milyon 763 bin kişi düzeyinde bulunuyordu.
(ANKA)
Zirvede 2007 Maaşları
Maliye Bakanlığı ve Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü yetkililerinden edindiği bilgiye göre, 2006 yılı bütçesinde 253 bin 200 YTL
olarak yer alan Cumhurbaşkanının yıllık maaş ödeneği, 2007 Bütçesi ile 284 bin 100 YTL'ye yükselecek.
Bu şekilde Cumhurbaşkanının aylık brüt maaşı 21 bin 100 YTL'den 23 bin 675 YTL'ye çıkacak.
2006 Bütçesindeki ödenek ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e bu yılın ilk yarısında ortalama 14 bin 390 YTL maaş ödendi. Ortalama maaş, ikinci 6 aylık
dönemde
ise vergi dilimlerine bağlı gelir vergisi artışı nedeniyle 13 bin 588 YTL'ye geriledi.
Cumhurbaşkanının 2006 yılındaki aylık ortalama maaşı da, 13 bin 989 YTL olarak hesaplandı.
Bu rakam, yeni bütçe ödeneğine bağlı olarak 2007 yılının ilk yarısında 16 bin 50 YTL'ye ulaşacak.
Sezer'in görev süresini 16 Mayıs 2007'de tamamlamasının ardından Çankaya'ya çıkacak yeni Cumhurbaşkanı da, altı ayın kalan bölümünde aynı maaşı alacak.
İkinci 6 aylık dönemde ise Cumhurbaşkanının aylık ortalama maaşı, üst vergi dilimine girmesi nedeniyle 15 bin 250 YTL'ye düşecek.
Buna göre Cumhurbaşkanına, 2007 yılında her ay ortalama 15 bin 650 YTL maaş ödenmiş olacak.
BAŞBAKAN VE MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yılın ilk 6 aylık döneminde 7 bin 740 YTL olan ortalama maaşı, Temmuz zammı ve yüzde 2,32'lik enflasyon farkı ile
ikinci 6 aylık dönemde 7 bin 834 YTL'ye çıktı.Başbakanın 2006'daki aylık ortalama maaşı da 7 bin 787 YTL oldu. Bu rakam,
2007 yılında 8 bin 525 YTL'ye yükselecek.
Başbakan 2007 yılının ilk 6 aylık döneminde ortalama 8 bin 550 YTL, ikinci 6 aylık döneminde ise 8 bin 500 YTL maaş alacak.
Bu yılın birinci döneminde 7 bin 695, ikinci döneminde de 7 bin 790 YTL olmak üzere, ortalama 7 bin 743 YTL aylık ödenen Bakanlara da, 2007 yılının ilk
yarısında 8 bin 480 YTL, ikinci yarısında da 8 bin 450 YTL ortalama maaş verilecek.
Böylece Bakanların 2007'deki aylık ortalama maaşı da yüzde 8,9 artarak, 8 bin 465 YTL olacak.
Yeni yılda, milletvekillerinin yıllık ortalama maaşı ise 7 bin 524 YTL'den 8 bin 220 YTL'ye çıkacak.
Bu yılın Ocak-Haziran döneminde ortalama 7 bin 482 YTL olan milletvekili maaşı, Temmuz-Aralık döneminde 7 bin 566 YTL olarak belirlendi.
Milletvekillerine önümüzdeki yılın ilk yarısında yine ortalama olarak 8 bin 230 YTL, ikinci yarısında da 8 bin 210 YTL maaş ödenecek.
EMEKLİ MAAŞLARI
Bu arada eski Cumhurbaşkanı ve Başbakanların emekli maaşı da yeni yılda yüzde 12,2 oranında zam görecek.
7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e halen ayda 8 bin 440 YTL emekli maaşı ödeniyor. Yeni yılda Cumhurbaşkanı emekli maaşı 9
bin 470 YTL'ye yükselecek. 16 Mayıs'tan sonra 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de bu tutarda emekli maaşı bağlanacak.
Eski TBMM Başkanları ve Başbakanlar da, 2007 yılında 6 bin 330 YTL yerine 7 bin 103 YTL emekli maaşı alacak.
HANGİ MAAŞ NE OLACAK?
Türkiye'de üst yönetim kademelerinde bulunan bazı kamu görevlilerinin mevcut maaşları ile 2007 maaşları şöyle:
KAMU GÖREVLİLERİ ŞİMDİKİ 2007 YILI
MAAŞ İLK YARI İKİNCİ YARI
----------------- --------- -------- -----------
Cumhurbaşkanı(ort) 13.588 16.050 15.250
Başbakan (ort) 7.834 8.550 8.500*
Bakanlar (ort) 7.790 8.480 8.450*
Milletvekili (ort) 7.566 8.230 8.210*
EMEKLİLER
Cumhurbaşkanı 8.440 9.470 9.470
Başbakan 6.330 7.103 7.103
*2006'nın ikinci 6 aylık döneminde enflasyonun yüzde 2,5'i aşması halinde 2007 Ocak ayı başında memurlara ödenecek enflasyon farkı zammı dikkate
alınmamıştır. Maaşlar, 2007 katsayılarına göre hesaplanmıştır
11/17/2006
Lise Mezunlarına Olgunluk Sınavı
17. Milli Eğitim Şurası'nın '"Türk Milli Eğitim Sisteminde Kademeler Arası Geçişler, Yönlendirme ve Sınav Sistemi'" komisyonunun raporları okunarak karara bağlandı.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik başkanlığında yapılan bugünkü Genel Kurul çalışmalarında alt komisyonlarda olduğu gibi en fazla üzerinde tartışılan konu '"katsayı uygulaması'" oldu.
Genel Kurulda komisyondan gelen '"herkesin üniversitelerin tüm bölümlerine eşit koşullarda girebilmesini'" öngören teklif '"adaylar arasındaki katsayı farkı kaldırılsın, kendi alanlarıyla ilgili bölümlere gidenlere ek puan verilsin, alanlar yeniden belirlensin'" şeklinde değiştirildi.
Çelik'in komisyondan gelen önerinin söz konusu şekilde değiştirilmesini öngören önergeyi oylatmasının ve önergenin kabul edilmesinin ardından bazı şura üyeleri, tepki gösterdi.
Bunun üzerine Çelik, '"Katsayı konusunda alt komisyonlarda alınan kararlar ne kadar saygı değerse bugün alınan kararın da o kadar saygı değer olduğunu'" söyledi.
Çelik, '"Bakanlık, Şura'da alınan kararları önceden dikte ettirmiş olsaydı bugün böyle bir karar alınmazdı. Benim bir bürokratımın bile böyle bir telkinde bulunduğunu söylesinler, özür dileyeceğim. Komisyonda böyle bir karar alınmıştı, böyle bir karar alındı diye 'gölge düştü' şeklinde fırtına estirildi. O gölge aslında onların kafasındadır'" diye konuştu.
Çelik, mesleki ve teknik eğitimin oranının yüzde 65'e yükseltilmesinin hedeflendiğini belirterek, şunları kaydetti:
'"Mesleki ve teknik eğitim adına pozitif bir ayrımcılık yapabiliriz. Şu anda sadece Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlarına öğretmenlik mesleğini tercih etmeleri halinde ek puan verilir. Biz diyoruz ki iletişim meslek lisesi mezunu, iletişim fakültesine gittiği zaman onlar da avantajlı olsun. İmam hatip lisesi mezunları, ilahiyat fakültesine gittiği zaman onlar da avantajlı olsun. Meselenin özü budur.'"
Çelik, alan belirlenirken YÖK ile işbirliği yapılacağını söyledi.
OLGUNLUK SINAVI
Daha sonra '"adaylar arasındaki katsayı farkı kaldırılsın, kendi alanlarıyla ilgili bölümlere gidenlere ek puan verilsin, alanlar yeniden belirlensin'" önergesine '"olgunluk sınavı yapılsın'" önerisi de eklendi.
Bu önerinin ifade edildiği önergenin altında imzası bulunan talim ve terbiye kurulu eski üyesi Sevinç Atabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada olgunluk sınavının lise son sınıftan mezun olanlara yönelik yapılmasının öngörüldüğünü belirtti.
Atabay, '"Öğrenci, liseyi bitirdiği zaman belli bir alanda olgunluk sınavına girecek. Olgunluk sınavını kazanan öğrenciler, bu sınava hangi alanda girdilerse aynı alanda ÖSS'ye katılacaklar. Örneğin olgunluk sınavına Türkçe- Sosyal alanında girdilerse ÖSS'ye sözel bölümden katılacaklar. Ama diyelim ki alan değiştirmek istiyorlar. O zaman yeniden olgunluk sınavına girmeleri gerekiyor'" diye konuştu.
Tartışmaların ardından raporun diğer maddelerine geçildi. Rapordaki liselerin, '"genel liseler'", '"mesleki ve teknik liseler'" ve '"açık öğretim lisesi'" şeklinde üç türe ayrılması kararı da oylanarak kabul edildi.
11/15/2006
Vergi iadesi kalkıyor, gelir vergisi iniyor
Maliye'nin IMF'nin isteğiyle hazırladığı mini vergi paketi netleşiyor. 2008'de vergi iadesi kalkarken, 'standart indirim' gelir vergisini 5-6 puan düşürecek.
Maliye Bakanlığı'nın hazırlıklarını sürdürdüğü Gelir Vergisi Yasası'ndan IMF'nin isteği ile ayırıp acilen çıkaracağı 'mini vergi paketi'nin içeriği belli oldu. Maliye çevrelerinden edinilen bilgilere göre pakette Kurumlar Vergisi Yasası'nda kayıtdışı ekonomiye yönelik alınan ve adına 'vergi güvenlik müesseseleri' denen uygulamaların yanı sıra kişilerin gelirlerini azaltan bildirimlerine karşılık 'özel gider bildirimi' uygulamaya konulacak. Mini paketin vatandaşı ilgilendiren en önemli maddesi ise 2008'den itibaren artık fiş toplayıp vergi iadesi alınmasını sağlayan sistemin kaldırılıp yerine 'standart indirim' sisteminin getiriliyor olması. Gelir vergisi oranlarında indirim yapmayan Maliye bunun yerine her ay vergi iadesi tutarı kadar çalışanın vergisini indirecek. Böylece 2008 başından itibaren işyerleri alınan ücrete bağlı olarak çalışan adına yüzde 5-6 daha az vergi ödeyecek ve farkı da çalışanların ücretlerine yansıtacak. Bu arada kişilerden istenecek 'özel gider bildirimi' ikinci önemli madde oldu. Bildirimi veren vatandaşın kredi kartı hesapları ve harcamalarından yola çıkılarak geliri hesaplanıp buna göre yeniden vergi takdir edilebilecek.
Sabah
Memurdan MB'ye öneri: Yükü herkese paylaştırın
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, hedef enflasyonun üzerindeki ücret artışları konusunda hükümeti uyaran Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı ziyaret etti ve enflasyonu düşürme politikalarının getirdiği yükün tüm topluma paylaştırılmasını önerdi. Akyıldız, "Merkez Bankası Başkanı Yılmaz'ın, yaklaşık 2.5 milyon kamu çalışanına aylık ortalama 41 YTL zammın enflasyonu yükselteceğini iddia ettiğini söyledi. Akyıldız, Merkez Bankası yetkililerinin 'sorumlu bürokratlar' gibi davranarak enflasyonu düşürmek amacıyla aldığı risklerden kaynaklı ekonomik yükü, toplumun tüm kesimine ortak paylaştırması gerektiğini kaydetti.
Bircan Akyıldız, hükümetin kurumlar vergisi oranını 10 puan indirerek sermaye kesiminden 6 milyar dolar almaktan vazgeçtiğine de dikkat çekti.
Radikal
Geçici İşçiye Kadroda Maliye Engeli
Geçici işçi statüsündeki 207 bin işçiyi kadroya almayı planlayan hükümet, 648 milyon YTL'lik maliyet engeliyle karşılaştı. Geçici işçilerle ilgili son kararı Bakanlar Kurulu verecek
Hükümet, geçici işçi statüsündeki 207 bin işçiyi kadroya almanın yollarını arıyor. NTV'nin haberine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun ilgili kurumlarla yaptığı çalışmaların ardından bu işçilere kadro verilip verilmeyeceğine Bakanlar Kurulu karar verecek.
Kurula sunulacak raporda, işçilerin kadroya alınması durumunda merkezi yönetimlere 92 milyon YTL, KİT'lere 230 milyon YTL, mahalli idarelere ise 326 milyon YTL ek yük geleceği tahmin ediliyor.
Maliyet 648 milyon YTL
Toplam 648 milyon YTL'lik maliyetin bütçe dengeleri açısından karşılanabilir bir rakam olmadığı ifade ediliyor. Söz konusu tutarın 240 milyon YTL'si ise vergi ve SSK kesintisi olarak kamuya geri dönecek.
Kamuda geçici işçi istihdamının dayanağını bütçe kanunları oluşturuyor. Ancak, bu işçiler genel olarak sürekli veya dönemsel tekrarlanan işlerde çalıştırıldıkları için iş mevzuatı açısından geçici işçi olmaktan çıkıp sürekli işçi statüsüne giriyorlar.
Bakanlar Kurulu için hazırlanan rapora göre, 2006 yılında 6 ay ve daha fazla süreyle istihdam edilen toplam 207 bin 892 geçici işçinin 36 bin 659'u merkezi yönetimde, 26 bini
KİT'lerde, 145 bin 233'ü mahalli idarelerde bulunuyor. Bu işçilerden 33 bini 6 aydan daha az süreyle istihdam edilen işlerde çalışıyor. Yangınla mücadele işçileri bu kapsamda yer alıyor.
Milliyet
Hükümet, Kamu İhale Yasası'nı değiştiriyor: 'Davetle ihale'
AB, ihale yasasındaki istisnalar konusunda hükümeti eleştirmesine rağmen, 'davet usulü ihale' kapsamı genişletiliyor. Kuruluşlar istediği firmayı çağırabilecek
Hükümet, kamunun enerji, ulaşım, telekomünikasyon gibi sektörlerdeki yapım işlerini Kamu İhale Yasası kapsamından çıkarmaya hazırlanıyor. Havalimanı, köprü, tünel, otoyol, baraj, sulama ve doğalgaz depolama tesisi başta olmak üzere birçok işin nasıl ihale edileceğini belirleyen yeni düzenlemeye göre, ihale yöntemini seçme yetkisi kurumlara verilecek. Böylece mevcut Kamu İhale Yasası'na göre afet, salgın gibi öngörülemeyen olaylar üzerine acil olarak yapılması gereken ihalelerde tercih edilebilen davet usulü ihale yönteminin serbestçe uygulanmasının ve ihalelere belirli firmaların çağrılmasının yolu açılacak.
Süreler kısalacak
Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Gerçekleştirilmesine İlişkin İhale Yasası Taslağı'na son şekli verildi. Önümüzdeki hafta ilgili kurumların görüşüne açılması planlanan taslakla kamu idareleri, mahalli idareler, KİT'ler, sosyal güvenlik kuruluşları ve fonlara ait bazı işlerin yapımı ile bazı hizmet işleri Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarılacak. Mesleki kuruluşlar ile vakıf yükseköğretim kuruluşlarının ihaleleri yeni düzenlemeye tabi olmayacak.
Enerji, su, telekomünikasyon, posta ve ulaştırma alanlarındaki ihalelerin daha hızlı gerçekleşmesini hedefleyen taslak bu haliyle yasalaşırsa, ihalelerin ilan ve itiraz süreleri de kısalacak.
Taslakta idarelerin ihale ilanında ve dokümanında belirtmek şartıyla açık ihale, pazarlık (davet) usulü, belli istekliler arasında ihale ve rekabetçi müzakere usulü yöntemlerinden birisini seçebileceği belirtildi. Savunma, güvenlik ve istihbaratla ilgili, gizlilik içinde yürütülmesi gereken yapım işleri kanuna tabi olmayacak.
Hangi işler taslak kapsamında?
Söz konusu taslak kapsamına girerek Kamu İhale Kanunu dışına çıkan işler şöyle: "Köprü, tünel, otoyol, metro, raylı sistem, yeraltı otoparkı, sivil kullanıma yönelik deniz ve havalimanları ile otobüs terminallerinin yapımı işletmesi, yat limanları, baraj, sulama tesisi, içme-kullanma-endüstri suyu tesisi, arıtma tesisi, atık su uzaklaştırılması, çevre kirliliğini önleyecek yatırımlar, baraj, elektrik üretim-dağıtım-ve ticareti tesisi, katı atıkların toplanması ve taşınması, toptancı ve perakendeci halleri, fuar alanı yapımı-işletmesi, doğalgaz depolama tesisi yapımı, maden arama-çıkarma ve işletilmesi, kara-deniz-su-demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma hizmetleri."
Milliyet
11/11/2006
İGEME Uzman Yardımcısı Alımı
Yapılacak sınav sonucunda yeterlilik ve başarı düzeyine göre en çok 14 İGEME Uzman Yardımcısı istihdam edilecektir.
Sınavda başarılı olan adaylar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmayan sözleşmeli personel olarak işe başlatılacaklardır.
I. ADAYLARDA ARANACAK KOŞULLAR
1) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun 48 inci maddesinde yazılı şartları haiz olmak.
2) 1/1/2006 tarihi itibarıyla 30 yaşını doldurmamış olmak (1/1/1976 ve daha sonra doğanlar).
3) Kamu Personeli Seçme Sınavı (2004-KPSS), (2005-KPSS), (2006-KPSS)?nın aşağıda belirtilen puan türlerinden birinden 85 (seksen beş) ve daha yukarı puan almış olmak. (Puan türlerine göre pozisyon sayıları ve görev yerleri aşağıda belirtilmiştir)
PUAN TÜRÜ POZİSYON SAYISI GÖREV YERİ
KPSS P1 2 Ankara
KPSS P27 10 9 Ankara, 1 İstanbul
KPSS P78 1 Ankara
KPSS P79 1 Ankara
4) En az dört yıllık eğitim veren siyasal bilgiler, hukuk, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, işletme mimarlık ve mühendislik fakültelerinin;
KPSS P1 puan türü için Gıda Mühendisliği bölümünden,
KPSS P27 puan türü için İktisat, İşletme, Kamu Yönetimi, Uluslararası İlişkiler bölümlerinden,
KPSS P78 puan türü için Bilgisayar Mühendisliği bölümünden,
KPSS P79 puan türü için Hukuk Fakültesinden,
veya bu bölümlere denkliği Yüksek Öğretim Kurulu tarafından onaylanmış yabancı fakülte veya yüksek okullardan mezun olmak,
5) Adayların KPSS yabancı dil testinden (İngilizce) en az 42 soruya doğru cevap vermiş olmaları gereklidir.
6) Sınava başvuran adaylardan (2004-KPSS), (2005-KPSS), (2006-KPSS) sonuçlarına göre en yüksek puan alan adaydan başlayarak, yukarıda puan türlerine göre belirtilen pozisyon sayılarının her biri için 5 katı aday sözlü sınav ve mülakata çağırılacaktır. Ayrıca, son sıradaki adayla aynı puanı almış olan adaylar da sınava katılmaya hak kazanırlar. Sınava katılmaya hak kazanan adaylar 15/12/2006 tarihinden itibaren İGEME?nin internet sitesi (www.igeme.gov.tr) ile İGEME binasının girişine asılacak listelerde ilan edilecek olup, kişilere ayrıca özel bir duyuru yapılmayacaktır
7- Sınava daha önce katılıp iki defa başarısız olanlar üçüncü defa sınava giremezler.
II. SINAV KONULARI, SINAV YERİ VE TARİHİ:
Giriş sınavı sözlü olarak yapılacaktır. 25/12/2006 günü başlayacak olan sözlü sınav, Ankara?da İGEME/Mithatpaşa Cad. No:60 Kızılay adresinde yapılacaktır. Belirlenen tarihte herhangi bir nedenle sınava katılmayanların mazeretleri kabul edilmeyecektir.
Sözlü sınavda adayların, iktisat, işletme, Kamu Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler ile alınması planlanan mühendislik bölümleri konularına ilaveten, genel kültür ve yabancı dil bilgisi ölçülerek, hizmetin gerektirdiği niteliklere sahip olup olmadıkları değerlendirilecektir.
III. SINAVA BAŞVURU ŞEKLİ VE GEREKLİ BELGELER:
Başvurular 13/11/2006 günü başlayacak ve 24/11/2006 günü mesai bitiminde (18:00) sona erecektir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır.
Başvuru İçin Gerekli Belgeler:
a) İGEME?den veya http://www.igeme.gov.tr web-sitesinden temin edecekleri İş Talep Formu,
b) KPSS Sınavı Sonuç Belgesi aslı veya noter onaylı örneği,
c) 4,5 x 6 ebadında 2 adet vesikalık fotoğraf,
d) Diploma veya Mezuniyet Belgesinin aslı veya noter onaylı örneği.
Sözlü Sınava Katılacak Adaylardan Ayrıca İstenecek Belgeler:
a) Nüfus cüzdanının aslı veya noterden onaylı örneği,
b) Tam teşekküllü Devlet hastanelerinden alınacak Sağlık Kurulu Raporu,
c) Erkek adaylarda askerlik görevini yaptığını veya tecil durumun gösteren belgenin aslı veya onaylı örneği,
d) 4,5 x 6 ebadında 4 adet vesikalık fotoğraf,
e) Cumhuriyet Savcılığından alınan sabıka kaydı belgesi.
SINAV BAŞVURUSU İÇİN MÜRACAAT EDİLEBİLECEK YER:
T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
Mithatpaşa Cad. No: 60 06420 Kızılay/ANKARA
Tel : (312) 417 22 23 Dahili: 348
11/10/2006
65 Gümrük Memurunun İlişiği Kesildi
Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin, Kapıkule Gümrük Kapısı'ndaki operasyonla ilgili 65 memurun memuriyetle ilgisinin kesildiğini belirtti
Gümrük Müsteşarlığı: Kapıkuledeki 65 memurun ilişkisi kesildi...
Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin, Kapıkule Gümrük Kapısı'ndaki operasyonla ilgili 65 memurun memuriyetle ilgisinin kesildiğini, müfettişlerin memuriyetten men edilmesini istediği diğer memurlarla ilgili adli takibin ise sürdüğünü bildirdi.
Şahin, ''Kapıkule Operasyonu'ndan sonra müfettişlerin görevden alınmasını istediği 111 gümrük memurunun görevde tutulduğu'' yönünde basında yer alan haberle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Gümrük Müsteşarlığı Yüksek Disiplin Kurulunun, 16 Mart 2006'da gerçekleştirdiği toplantıda, konuyu karara bağladığını kaydetti. Şahin, açıklamasında şu bilgiyi verdi:
''Kurul tarafından yapılan incelemede, olayla ilgili şahıslara isnat olunan fiillerin rüşvet suçu olup olmadığının; konu Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettiğinden, bu soruşturmanın sonuçlanmasıyla kesinlik kazanabileceği, idari açıdan ise 657 sayılı kanundaki zaman aşımı süreleri dikkate alınarak eldeki bilgi ve belgelere göre karar verilmesi gerektiği dikkate alınmıştır.
Yapılan toplantıda, 65 memurun memuriyetle ilişkisi kesilmiştir. Bu memurların tamamına yakını, yargılama sonucunda hürriyeti bağlayıcı ceza almışlardır. Müfettişlerin memuriyetten men edilmesini istediği diğer memurların adli takibatları ise devam etmektedir. Yargılama sonucuna göre, 657 sayılı yasa çerçevesinde gerekenler yapılacaktır.''
AA
AVUKATLIK SINAVININ KALDIRILMASI İSTENDİ
Kahramanmaraş Barosu'nda staj yapan stajyer avukatlar, 2001 yılında yapılan düzenlemeyle getirilen ve 23 Aralık'ta yapılacak olan Avukatlık Sınavı'nın kaldırılmasını istedi.
Kahramanmaraş Barosu'nda basın toplantısı düzenleyen stajyer avukatlar adına konuşan Mustafa Akmansoy, yapılacak olan sınavın, çalışma ve sözleşme hürriyetine aykırı olduğunu savunarak, "Avukatlık Sınavı, 23 Aralık tarihinde yapılacaktır. Ancak sınav tarihinden aylar önce stajını tamamlamış olan çok sayıda stajyer avukatın hangi hukuki statüde olacağı belirsizdir. Kanuna göre stajyer avukatlara verilen haklar Staj Bitim Belgesi'nin alınmasıyla elinden alınacak, ancak avukat da olamadığı için stajyerlikle avukatlık statüleri arasına sıkışacaktır. Yapılan protokol gereği sınav sorularının yüzde 40'lık bölümü avukatlık hukuku ve meslek bilgisi alanında olacaktır. Ancak şu an stajyerlerine gerekli eğitimi verebilen baro sayısı çok azdır. Dolayısıyla bu imkana sahip olamayan stajyer avukatlar zor durumda kalacak ve haksız rekabete yol açılacaktır" dedi.
Sınava yaklaşık 10 bin kişinin gireceğini kaydeden Akmansoy, bu sınav sisteminin yeni bir pazar oluşturacağını savundu. Akmansoy, "Sınavı kazanamayan avukatlar, vasıfsız hukuk işçileri olacaktır. Bizler, mesleğe yeni atılan stajyerler Avukatlık Sınavı'nın, hem de bu haliyle birçok sorunu bulunan avukatlık mesleğine bir çözüm getirmeyeceğini düşüyoruz" diye konuştu.
PTT müfettiş yardımcısı alım ilanı
MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI DUYURUSU
T.C. PTT Genel Müdürlüğünde görevlendirilmek üzere giriş sınavı ile 15 Müfettiş Yardımcısı alınacak olup, sınavla ilgili hususlar aşağıda belirtilmiştir.
A) Sınav Tarihi: Yazılı sınav 16?17 Aralık 2006 (Cumartesi-Pazar)
B) Sınav Yeri: ANKARA
C) Sınava Katılma Şartları:
1) Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde yazılı niteliklere haiz olmak, 2) Karakter ve yaşam biçimi bakımından müfettişlik mesleğine alınmasına engel durumu olmamak, 3) Askerliğini yapmış veya sınava girdiği tarihte erteletmiş bulunmak, 4) Diğer resmi kurum ve kuruluşlara mecburi hizmet yükümlülüğü bulunmamak ya da mecburi hizmet borcunu kabul etmiş olmak, 5) Sağlık durumu bakımından, yurdun her tarafına giderek görev yapmaya elverişli olmak, akıl hastalığı ve vücut sakatlığı bulunmamak, 6) 01 Ocak 2006 tarihi itibariyle 30 yaşını doldurmamış bulunmak, 7) Hukuk, Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri ile ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe Üniversitelerinin İktisat, İşletme, İstatistik, İdari Bilimler ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinden veya en az dört yıllık lisans eğitimi veren yerli ve yabancı benzeri fakülte ya da yüksek okullardan mezun olmak, 8) PTT Müfettiş Yardımcılığı giriş sınavına en çok ikinci defa katılıyor olmak. 9) KPSSP 40 puan türünden 80 ve üstü puan almış olmak ve başvuruda bulunanlardan en yüksek puanlı ilk 150 aday içerisinde bulunmak.(150. aday ile aynı puana sahip olan adaylar da sınava katılabileceklerdir.) 2. bentte belirtilen koşul sadece yazılı sınavı kazanan adaylar yönünden söz konusu olup, sözlü sınavdan önce Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılacak inceleme ile belirlenir.
D) Sınav Başvurusu ve Sınav Giriş Belgesi:
Başvurular 08 Aralık 2006 Cuma günü mesai saati sonuna kadar PTT Genel Müdürlüğü-Teftiş Kurulu Başkanlığı-Ulus/Ankara adresine şahsen veya posta ile yapılabilir. "PTT Genel Müdürlüğü Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı Başvuru Formu" yukarıda belirtilen adresten alınmak veya www.ptt.gov.tr adresinden indirilmek suretiyle doldurulacaktır. Posta yolu ile yapılacak olan başvuruların 05 Aralık 2006 tarihinde APS ile gönderilmiş olması gerekmektedir. Eksik belge ve bilgi ile yapılan başvurular işleme konulmayacaktır. (Ayrıntılı bilgi 0312 3095150 no'lu telefondan da temin edilebilir)
Sınava katılabilme şartlarını taşıyan adaylar 13 Aralık 2006 tarihinde, ad-soyadı ve KPSS puanları belirtilmek suretiyle www.ptt.gov.tr internet adresinden duyurulacaktır. Sınava Giriş Şartlarını taşıyan adaylara ?Sınava Giriş Belgesi? 13 Aralık 2006 tarihinden itibaren Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenerek elden verilecek, alınmayan ?Sınava Giriş Belgesi? sınav günü sınav salonunda adaya verilecektir. Sınavda öncelikle bu belge ibraz edilecek, giriş belgesi ile birlikte kimlik tespitinde kullanılmak üzere nüfus cüzdanı veya sürücü belgesi gibi fotoğraflı ve onaylı kimlik belgesi de ayrıca bulundurulacaktır.
E) Sınav İçin İstenen Belgeler:
1) Sınav Başvuru formu. 2) Geçerlilik süresi dolmamış Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonuç belgesi aslı veya onaylı örneği. (Belge aslının ibrazı halinde suretleri Teftiş Kurulu Başkanlığınca onaylanabilecektir) 3) Yüksek öğrenim kurumu diploma veya bitirme belgesinin aslı veya noterden onaylı sureti. (Belge aslının ibrazı halinde suretleri Teftiş Kurulu Başkanlığınca onaylanabilecektir.) 4) 2 adet vesikalık fotoğraf. 5) Kendi el yazısı ile kısa özgeçmişi. (Doğum yeri, tarihi, ilk, orta ve yüksek öğrenim yaptığı okullar ve yerleri, kendisi hakkında bilgi verebilecek iki kişinin ad ve adresleri, yüksek öğrenimden sonra ne gibi işler yaptığı, askerlik ve sabıka durumu, baba ve ana adları ile bunların iş ve meslekleri belirtilir.)
F) Sınav Şekli ve Konuları:
Sorular klasik sınav esasına göre hazırlanmış ve sınav konuları aşağıda belirtilmiştir.
1) Hukuk: a) Anayasa Hukuku, b) İdare Hukukunun Genel Esasları, İdari Kaza, İdari Teşkilat, c) Ceza Hukuku, (Genel Esaslar) d) Medeni Hukuk, (Aile Hukuku hariç) e) Ticaret Hukuku, (Genel Esaslar) f) Borçlar Hukuku, (Genel Esaslar) g) İcra İflas Hukuku (Genel Esaslar).
2) İktisat: a) İktisat Teorileri, b) İktisadi Düşünceler ve Doktrinler Tarihi, c) Para-Banka, Kredi ve Konjonktür, d) Milli Gelir, e) İşletme İktisadı.
3) Muhasebe: a) Genel Muhasebe, b) Bilanço Analizi ve Teknikleri.
4) Maliye: a) Genel Maliye Teorisi ve Maliye Politikası, b) Türk Vergi Sisteminin Esasları, c) Kamu Gelirleri, d) Bütçe Teknikleri, Genel, Katma, Özel ve Özerk Bütçeler.
5) Türkçe Kompozisyon.
6) Yabancı dil: İngilizce, Fransızca, Almanca dillerinden biri.
G) Değerlendirme:
Giriş sınavı yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamalıdır. Yazılı sınavda başarılı olamayanlar sözlü sınava alınamazlar. Yazılı sınavda başarılı olmak için yabancı dil hariç her sınav konusu (Hukuk, İktisat, Maliye, Muhasebe, Türkçe Kompozisyon) itibariyle 100 tam puan üzerinden 60 dan az olmamak üzere 5 grup ortalamasının 65 ve üzeri puan olması gerekmektedir. Yazılı sınavı kazanan adayların isimleri www.ptt.gov.tr internet adresinden duyurulacak, ayrıca sınav sonuçları ile yazılı sınavı kazanan adaylara sözlü sınav tarihi ve yeri haberleşme adreslerine posta ile bildirilecektir.
Sözlü sınavda adayların, hukuk, iktisat, maliye, muhasebe bilgilerinin yoklanması yanında zeka, kavrama ve ifade yetenekleri, davranış biçimleri gibi kişisel özellikleri ile sözlü sınav öncesi Teftiş Kurulu Başkanlığınca aday hakkında yapılacak araştırma sonuçları da dikkate alınır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Müfettiş Yar.
Bu 7 kadronun son başvuru tarihi 14.11.2006 dır.
Tam İlan metni için tıklayınız...
11/06/2006
Üniversite harçlarına zam sinyali
Hükümetin 2007-2009 dönemini kapsayan ?Orta Vadeli Program?ı ve önceki gün Resmi Gazete?de yayımlanan ?2007 Programı?, eğitim sistemine ilişkin yeni projeleri içeriyor.
Hükümet, her iki programda da yükseköğretimle ilgili önemli yeniliklere yer verdi. Üniversitelere idari ve mali özerklik kazandıracak hedefler belirlendi. Ancak bu çerçevedeki çözüm önerileri, öğrencilerin üstündeki katkı payı yükünün artacağını gösterdi.
Orta vadeli programda net ifadelerle ?öğrencilerin eğitimin finansmanına daha fazla katılımı sağlanacaktır? denildi.
2007 programında ise üniversite gelirlerinin yüzde 4?ünün öğrenci katkı paylarından sağlandığı vurgulandı. ?Yükseköğretimin yarı kamusal bir hizmet? ve ?Kişisel getiri oranlarının sosyal getiriye göre fazla olması? gerekçe gösterilerek, ?Öğrenci katkı paylaranının yükseköğretimin finansmanındaki payının artırılması gerekmektedir? denildi.
YÖK?TE DEĞİŞİM PLANI
Önceki yıllarda tartışılan fakat üniversitelerle hükümet arasında uzlaşma sağlanamadığı için rafa kaldırılan YÖK tasarısı da 2007 yılı programında yeniden gündeme getiriliyor.
Programda YÖK?ün ?Yükseköğretim Koordinasyon Kurulu?na dönüştürülmesi de amaçlanıyor.
Yeniden yapılandırma kapsamında YÖK, planlama, standart belirleme ve koordinasyondan sorumlu hale getiriliyor. ?Üniversitelerarası Kurul? ise akademik konularda en üst organ olarak yetkili kılınıyor.
Kamu İşçisi Enflasyona Yenik Düştü
Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan 2007 Yılı Bütçe Gerekçesinde yer alan veriler üzerinden yapılan hesaplamalara göre, 1995-2006 döneminde Türkiye, yüzde 12 bin 448'lik bir enflasyona maruz kaldı. 1994 sonunda 100 olan fiyatlar, 2005 sonunda 10 bin 997,8'e ulaştı. 2006 sonunda da bu rakamın 12 bin 548,5'e çıkacağı tahmininde bulunuldu.
Böylece söz konusu dönemde, enflasyonda kümülatif bazda 124,49 katlık bir artış meydana geldi.
Buna karşılık, bu süreçte KİT'lerde çalışan işçilerin ücretlerindeki artış 91,97 kat olarak gerçekleşti. 1994 sonunda 100 olan ücretler, 2005 sonunda 8 bin 664,5'e yükseldi. Bu rakamın, 2006 sonunda da 9 bin 297 olacağı hesaplandı.
Bu şekilde 12 yıllık dönemde enflasyondaki yüzde 12 bin 448'lik artışa karşılık, KİT işçilerinin ücretlerindeki artışın yüzde 9 bin 197'de kalacağı anlaşıldı.
4 YILI KAYIPSIZ GEÇTİLER
12 yıllık süreçte, KİT çalışanları, sadece 1995, 1996, 2001 ve 2002 yıllarında enflasyonun üzerinde ücret zammı aldı. 2003 yılında enflasyon ve ücret artışları başabaş seyrederken, 2004'de 2,4 puanla, küçük sayılabilecek bir kayıp yaşandı.
Buna karşılık, 1999 yılında yıllık enflasyon, yıllık ücret zammının 2 katını aştı. 1997, 2000 ve 2006 yılları da KİT işçilerinin yüksek oranlı kayba uğradığı yıllar olarak belirlendi.
1995-2006 döneminde KİT işçilerinin her 100 YTL'deki kaybı da, 25,91 YTL'ye ulaştı.
Bu arada 2002-2004 yılları arasında KİT'lerde atıl istihdamın azaltılmasını amaçlayan teşvikli emeklilik uygulaması sonucunda 60 bin personel işten ayrıldı. Bu uygulama ve özelleştirmelerin ardından 1990 yılında KİT'lerde 650 bin olan personel sayısı, bu yılın Temmuz ayı başında 229 bin 519'a geriledi.
MEMUR VE EMEKLİLERİN DURUMU
Öte yandan 2007 yılı Programında yeralan verilere göre de, 1998-2005 döneminde memurların reel net ücret endeksinde, 2,1 puanlık bir gerileme meydana geldi.
1994'ü 100 olarak alan bu verilerde de, maaş endeksi 1998 yılında 117,8, 1999 yılında 123,1, 2000 yılında 108,9, 2001 yılında 104,8, 2002 yılında 110,8, 2003 yılında da 109,9 oldu. Endeks, 2004 yılında 112,7, 2005 yılında ise 115,7 olarak belirlendi.
Sözkonusu süreçte, en fazla reel artış ise asgari ücrette yaşandı.
1994'de 100, 1998'de 115,2 düzeyinde bulunan asgari ücret endeksi, 1999'da 154,9, 2000 yılında 132,6, 2001 yılında 113,9, 2002 yılında 123, 2004 yılında 127,6, 2005 yılında da 165,3 oldu
11/03/2006
Hilmi Güler de kişiye özel çorap modasına uydu
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü?nde enerji panelleriyle ilgili toplantıya katılan Bakan Hilmi Güler bacak bacak üstüne attığında koyu gri çoraplarındaki kırmızı renkli H.G. harfleri belirgin bir şekilde görüldü. Objektiflerin çoraplarındaki yazıya odaklandığını farkeden Bakan Güler gazetecilere gülümsedi.
DHA
Öğretmenlere 8 bin YTL ödüllü yarışma
Eğitim-Bir-Sen öğretmenler arası hatıra yarışması düzenliyor. Geçen yıl ?Hatıranız Hatıramız Olsun? sloganı ile Türkiye geneli Öğretmenlik Hatıraları Yarışması? düzenleyen Eğitim-Bir-Sen ; Türkiye genelinde dereceye giren 81 eseri kitaplaştırmış ve ?Mum Işığında Son Mahnı? adında bir kitap çıkararak 15.000 adet ücretsiz dağıtmıştı.
Öğretmenler arsında sendikalı, sendikasız, emekli, çalışan gibi ayırım yapmadan bütün öğretmenlere yönelik olarak yapılan ödüllü hatıra yarışması sonunda dereceye girenlere, geçen yıl 24 Kasım Öğretmenler Gününde Milli Eğitim Bakanı?nın katılımı ile ödülleri verilen öğretmenlerin hatıraları kitaplaştırılmış ve edebiyat çevresinde büyük ilgi uyandırmıştı.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Öğretmenler Arası Ödüllü Hatıra Yarışmasının konusu ?Unutamadığım Öğretmenim?. Öğretmenlerin belleklerinde iz bırakan öğretmenleri ile ilgili anılarını yazmalarını isteyen sendika toplam 8000 YTL ödül dağıtacak.
Konu ile ilgili Açıklama yapan Sendikanın İstanbul 4 No?lu Şube Başkanı Ali Yalçın; amaçlarının öğretmenlik mesleğinin güzel yanlarını ortaya çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak olduğunu ifade etti.
Şube Başkanı Yalçın; sendikaların genelde ücret talepleri ile gündeme geldiğini ifade ederek ?Ücret Sendikacılığı? kavramının öğretmenler gibi sendikaları da rahatsız ettiğini söyleyerek; biz hizmet ve akademik sendikacılığı önemseyen çalışmalar ile sendikacılığın Türkiye?de yaygın olan ezberini bozuyoruz dedi. Öğretmenlik mesleği sadece ücret için yapılamayacak tek meslek olduğunu söyleyen Yalçın; Öğretmenlik Hatıraları Kitabını ( Mum Işığında Son Mahnı) okuyan ve duygu sahibi olan herkesin öğretmen olmak isteyeceği söyledi. Şube Başkanı Ali Yalçın; Aslında bu kitap bütün eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına zorunlu olarak okutulmalı diyerek iddialı konuştu.
Geçen yılki yarışmaya Türkiye genelinden yoğun bir katılım olduğunu ifade eden Yalçın; Şubemize 11 eser gelmiş ve Kartal?dan Öğretmen Süreyya Şahin?in ?Becayiş? isimli eseri bölge birincisi olarak kitaba girmiştir dedi.
?Unutamadığım Öğretmenim? yarışmasına 03.12.2006 tarihine eserlerin gönderilmiş olması gerekiyor. Yarışma ile ilgili sendikanın İstanbul Şubelerinden bilgi alınabildiği gibi www.egitimbirsen.org.tr adlı sendikanın resmi sitesinden de bilgi alınabilecek. Telefonla bilgi almak isteyenler, sendikanın 0 505 681 61 18 numaralı öğretmen hattından bilgi alabilirler.
KISA DÖNEMLERE DE SÖZLEŞMELİ SUBAYLIK YOLU
MSB, üç yılda sayıları 573?ü bulan sözleşmeli subay-astsubaylar için kimi olumlu olumsuzluklar getiren yeni düzenlemeler içeren yasa tasarısını TBMM?ye sundu.
?Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay Ve Astsubaylar Hakkında Yasada Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısıö dün TBMM?ye sunuldu. Tasarıyla, 21 Haziran 2001?den bu yana yürürlükte olan 4678 sayılı yasanın değiştirilmesi öngörülüyor.
3 YILDA 573 SÖZLEŞMELİ SUBAY-ASTSUBAY OLDU
Tasarı gerekçesinde, bu konuda ilk uygulamanın Mart 2003?te başladığı ve askeri eğitimlerini tamamlayan toplam 451 subay ve 122 astsubayun 30 Ağustos 2003?ten itibaren sözleşmeli statüde Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait çeşitli sınıf okullarında eğitime başladıkları bildirildi.
İlk uygulamalar sonucunda; ön sözleşme sırasında iaşe ve ibatelerin Devlet tarafından karşılanması; sözleşmeli astsubaylık için eğitim seviyesinin yüksekokul seviyesine yükseltilmesi; sözleşme süresinin sonunda Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılanların hizmet ettikleri sürenin yarısı kadar sağlık hizmetlerinden yararlanması; askerlik yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılma gibi konularda sorunlar yaşandığı ve tasarıyla bunlarla ilgili düzenleme yapılması amaçlanıyor.
KISA DÖNEMLER DE SÖZLEŞMELİ SUBAY OLABİLECEK
Tasarıya göre; artık kısa dönem erbaşlık yapan üniversite mezunları da terhis olmayı beklemeksizin sözleşmeli subaylığa başvurabilecek.
YEDEK SUBAYIN SİCİL NOTU EN AZ 85 OLMALI
Sözleşmeli subay olmak isteyen ve askerliğini asteğmen olarak yapan ve yapmakta olanların yanı sıra sözleşmeli astsubay olmak isteyen uzman erbaşların; bu görevleri sırasında sicil tam notunun yüzde seksenbeşi veya daha üstünde sicil notu almış olması gerekecek.
ASKERİ DOKTORA 3 YILDAN SONRA UZMANLIK EĞİTİMİ İZİNİ
Sözleşmeli tabip subay olarak çalışırken, Tıpta uzmanlık sınavını kazananlarsa, kıt?a, kurum ve karargahlarda üç yıllık hizmetini tamamladıktan sonra uzmanlık eğitimine başlayabilecek.
Yine tasarıya göre artık sözleşmeli subay ve astsubay olarak işe başlanmasından sonra değil, ?askeri eğitimö sırasında da ?Yetkili sağlık kurullarınca verilen kararlara göreö ?göreve devamı mümkün olmayanlarınö TSK ile ilişiği kesilecek.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra, görevini yaparken saldırıya uğrayanlar hariç olmak üzere bir sözleşmeli subay-astsubayın, sözleşme tarihinden itibaren bir takvim yılı içinde aldıkları hava değişimi, istirahat ve benzeri sıhhi izin süresi toplamı doksan günü geçenlerin de sözleşmesi feshediliyordu. Ancak bu süre içerisine ?tedavi kurumlarında yatarak tedavi olma sürelerininö hariç olacağı da yasaya işlenecek.
EĞİTİMİN ÜÇTE BİRİNE KATILMAYAN AYRILACAK
Sözleşmeli subay ve astsubay adayı olarak katıldığı askeri eğitimin, sağlık sebepleri hariç olmak üzere, üçte birine çeşitli sebeplerle katılmayanların da ilişiği kesilecek. Sağlık nedenleriyle ilgili olaraksa ayrıca yönetmelik hazırlanacak.
SÖZLEŞMELİ ASTSUBAYIN DERECE YÜKSELMESİ KOLAYLAŞACAK
Halen yürürlükteki yasada sözleşmeli subay ve astsubayın 15 fili hizmet yılını doldurmasından sonra rütbe verilmeksizin bir üst dereceye yükseltilmesi uygulaması bulunuyor. Tasarıyla sözleşmeli astsubayların derece yükseltmesi için gereken söz konusu fiili hizmet süresi 3 yıl düşürülerek 12 yıla çekiliyor.
AYRILANLARIN YAKINLARINA ÜCRETSİZ TEDAVİSİ SÜRESİ DÜŞTÜ
Sözleşmeli subay ve astsubaylardan, sözleşme süresi sonunda kendi istekleriyle sözleşmesi yenilenmeyenler ile istihdam edildiği kuvvetin değiştirilmesi, sınıfının kaldırılması sebebiyle kendi istekleri üzerine sözleşmesi feshedilenler ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin, muayene ve tedavi hizmetlerinin, TSK?da sözleşmeli subay ve astsubay olarak hizmet ettikleri sürenin yarısını geçmemek üzere, askeri hastanelerde ücretsiz olarak verilmesine devam edilecek. Daha önce bu durumdakilerin yakınlarına, TSK?da görev yaptığı süre kadar bir zaman diliminde ücretsiz sağlık hizmeti veriliyordu. Ayrıca bu şekilde TSK?dan ayrılan sözleşmelilerin, kamu kurum ve kuruluşları veya özel sektörde işe başlamaları durumlarında da bu hakları mevcut olduğu sürece yine ücretsiz biçimde askeri hastanelerden yararlanamayacak.
Yine tasarıyla; sözleşmeli subay-astsubayların, muvazzaf subay-astsubay için öngörülen üstün başarı kıdemi, lisansüstü öğrenim kıdemi, rütbe bekleme sürelerinin öğrenim ve askerlik hizmeti nedeniyle kısaltılması ile öğrenimden dolayı derece kademe verilmesi ile ilgili kimi hükümlerden yararlanamayacakları da düzenleniyor.
MİLLİYET