Memur Sitelerinden Son Haberler:

12/04/2006

Merkez Bankası: Dövizle Borçlanmayın!

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, açık pozisyonlar konusunda şirket ve bankaları uyarırken döviz geliri elde etmeyen tüketicinin de döviz borçlaması yapmamasınını önerdi. Yılmaz, son günlerdeki söylemlerin aksine ekonomide krizin söz konusu olmadığını vurguladı.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, banka tarafından hazırlanan ?Finansal İstikrar Raporu?nun üçüncü sayısını kamuoyuna açıkladı.

KREDİ KARTI YERİNE TÜKETİCİ KREDİSİ

Yılmaz, raporun geçen sayısına ilişkin konuşmasında ?kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı sahiplerinin bu gereksinimlerini, kredi kartı yerine tüketici kredileri ile de karşılamalarının lehlerine olacağını? belirttiğini ve ellerindeki verilere göre geçen zaman içinde kredi kartları ile yapılan harcamaların faizle taksitlendirilen kısmının oransal olarak azaldığını söyledi.
ılmaz, tüketicilerin bu eğilimi devam ettirerek, kredi kartlarını bir ödeme aracı olarak kullanmaları mağduriyetlerini en aza indireceğini bildirdi.

FİRMALARA AÇIK POZİSYON UYARISI

Yılmaz, sağlanan yurt dışı kaynaklardan en büyük payı alan firmaların, yabancı para cinsinden borçlanmalarının, döviz pozisyon açıklarını artırdığına dikkati çekti.

Ulusal paranın değer kaybetmesinin, borçluların temerrüt riskini artırarak, firmaların taşıdıkları kur riskinin bankacılık sektörüne kredi riski olarak yansımasına neden olabileceğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti: ?Bu itibarla reel sektör firmalarının, kur riski yönetimi konusunda bilinçlenmeleri ve riskten korunma araçlarını yaygın şekilde kullanmaları, bankaların ise yabancı para açık pozisyonu olan firmaların kredi riskini dikkatle değerlendirmeleri gerekmektedir."
BANKA DIŞI KESİMİN POZİSYON AÇIĞI 43 MİLYAR DOLAR

Finansal İstikrar Raporunun bu sayısında, söz konusu çalışma sonuçlarının da yer aldığını bildiren Başkan Yılmaz, buna göre banka dışı kesimin net yabancı para pozisyon açığı 2005 yılı sonunda 29 milyar dolar iken, yüzde 49 artışla 2006 Haziran ayı itibarıyla 43 milyar dolara yükseldiğini ve Eylül ayında da yaklaşık aynı seviyede gerçekleştiğini bildirdi.

TÜKETİCİYE DÖVİZ BORÇLANMASI KONUSUNDA ÖNERİ

Yılmaz, Mayıs-Haziran dalgalanmasının, yeni kredi kullanımı için cazip faiz oranlarını ortadan kaldırmakla beraber, tüketici kredilerinin mevzuat gereği sabit faizli olması dolayısıyla hanehalkının mevcut borçlarına ilişkin faiz yükünü artırmadığını, ancak tüketici kredileri içinde payı azalmakla birlikte, hanehalkının dövize endeksli kredi tutarının yaklaşık 1,5 milyar Yeni Türk Lirasına ulaştığının görüldüğünü kaydetti.

Yılmaz, ?kurlardaki artışın, bu kesimin borç yükünü arttırdığı göz önünde bulundurulduğunda, döviz geliri elde etmeyen hanehalkının dövize endeksli borçlanmasının yüksek risk taşıdığı ve bundan kaçınılması gerektiği açıktır? şeklinde konuştu.

BANKACILIK SEKTÖRÜ 9 AYDA YÜZDE 9,1 BÜYÜDÜ

Mali sektör içinde en büyük payı oluşturan bankacılık sektörünün, piyasalarda yaşanan dalgalanmaya rağmen 2006 yılının dokuz ayında reel olarak yüzde 9,1 oranında büyüdüğünü, yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisinin de devam ettiğini bildiren Yılmaz, bankacılık sektörü bilançolarında kredilerin payının artmaya devam ettiğine dikkat çekti.

KREDİ ARTIŞ HIZI YAVAŞLAYACAK

Yılmaz, kredi hacmindeki büyümenin basta konut kredileri olmak üzere, esas olarak bireysel kredilerden kaynaklandığını ifade ederek, şu bilgileri verdi: ?Ancak, son dönemde finansal piyasalarda görülen dalgalanmaların etkisiyle kredi faizlerinin yükselmesi, Haziran ayından itibaren bireysel kredilerin artış hızında yavaşlamaya sebep olmuştur. Kredi hacmi artış hızındaki yavaşlama eğiliminin önümüzdeki dönemde de devam edeceği beklenmektedir.

Bankalar yabancı para net genel pozisyonlarını dengede tutma eğilimini sürdürmüştür. Dolayısıyla Mayıs ayından itibaren kurlarda meydana gelen artışın sektörün kârlılığına etkisi sınırlı olmuştur.?

Yılmaz, bankacılık sektörünün sağlamlığının bir göstergesi olarak, izlenen Finansal Sağlamlık Endeksindeki düşüşün, Mayıs ve Haziran aylarında görülen dalgalanmalara rağmen sınırlı olmasının, sektörün kırılganlıklara karşı dayanıklı olduğunu gösterdiğini bildirdi.

Genel olarak, Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan dalgalanmanın bankacılık sektörüne etkilerinin kısa vadede sınırlı kaldığı görülmekle birlikte, bazı etkilerinin gecikmeli olarak ortaya çıkabileceği hususu da göz önünde bulundurulmalıdır.?

?ÖNLEMLER ETKİSİNİ GÖSTERDİ, OYNAKLIK AZALDI?

Yılmaz, dalgalanmanın ardından alınan önlemlerin etkisini Temmuz ayından itibaren göstermeye başladığını ve piyasalardaki oynaklığın azaldığını vurguladı.

?Merkez Bankası, nihai hedefi olan fiyat istikrarı ile tamamlayıcı hedef olarak değerlendirdiği finansal istikrar arasında bir çelişki görmemekte, para politikası karar sürecinde finansal sistemin bir bütün olarak istikrarını gözetmektedir? diyen Yılmaz, diğer taraftan kısa vadede finansal sistemin bütününe yönelik tehditlerin ortaya çıkması halinde ise Merkez Bankasının, orta vadeli bir öngörü ile gözettiği fiyat istikrarını tehlikeye sokmadan, gerekli tedbirleri alma gücü ve kararlılığına haiz olduğunu kaydetti.

Hiç yorum yok: