Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, sözleşmeli öğretmenlerin ilgili mevzuata ve hizmet sözleşmesinde belirtilen hukuka aykırı davranışlarda bulunmadıkları sürece sözleşmelerinin feshedilmeyeceğini ve her yıl yenileceğini bildirdi. Çelik, sözleşmeli öğretmenlerden askerlik görevini yapmak üzere ayrılanlar ile doğum sonrasında isteyenlere uzun süreli aylıksız izin verilebilmesi, kimlik kartı verilmesi ve öğretmenevlerinden kadrolu öğretmenler gibi yararlandırılmaları ile diğer sosyal hakların sağlanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
Bakan Çelik, CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in sözleşmeli öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin verdiği soru önergesini yanıtladı. Çelik, sözleşmeli öğretmenlerde devlet memuru olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar yanında, öğretmen olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar olduğunu belirterek, bunların ödev, hak ve yükümlülüklerinin emsali kadrolu öğretmenler ile aynı olduğunu belirtti. Bakan Çelik, 2006 yılı için ücretin brüt bin 75 YTL olduğunu, yapılan artışla ücretlerin yüzde 2.32 oranında artırıldığını ayrıca 82.5 YTL ek ödemeden de yararlandırılarak ücretlerin her ayın 15'inde peşin olarak ödendiğini bildirdi. Sözleşmeli öğretmenlerin aylık karşılığı ders görevini doldurduktan sonra girmiş oldukları her ders saati için ayrıca ek ders ücreti ödendiğini ifade eden Çelik, yarıyıl ve yaz tatillerinde izinli sayıldıklarını ve hastalık, mazeret, doğum izni ve süt izni haklarının da bulunduğunun altını çizdi. Bakan Çelik, sözleşmelilere hastalık izinlerinde 30 güne kadar olmak üzere diğer izin sürelerinin tamamında da aylıklarının ödenmeye devam edileceğini vurguladı. Disiplin suç ve cezaları yönünden emsali öğretmenler için uygulanan cezaların sözleşmeliler için de geçerli olduğunu kaydeden Çelik, bu yönlerden 657, 1702 ve 4357 sayılı kanun kapsamında oldukları belirtti. Görevli oldukları eğitim kurumlarında alanlarında belirlenen norm kadrolar ile ilişkilendirileceklerinden, açık oluşmaması durumunda kadrolu öğretmen atamasının yapılmayacağını belirten Çelik, eş ve sağlık durumu özrü nedeniyle görev yeri değişikliği isteklerinde, kadrolu öğretmenler için uygulanan sürecin sözleşmeli öğretmenler için de uygulanacağını bildirdi.
Bakan Çelik, sözleşmeli öğretmenlerin askerlik görevini yapmak üzere ayrılanlar ile doğum sonrasında isteyenlere uzun süreli aylıksız izin verilebilmesi, kimlik kartı verilmesi ve öğretmenevlerinden kadrolu öğretmenler gibi yararlandırılmaları ile diğer sosyal hakların sağlanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini ve sonuçlandığında kamuoyuna duyurulacağını bildirdi. Bakan Çelik sözlerine şöyle devam etti:
"Ödev, hak ve yükümlülükleri ile sosyal hakları bu şekilde güvence altına alınan sözleşmeli öğretmenlerin öğretmenlik görevinin gereklerini yerine getirdikleri, ilgili mevzuatta ve hizmet sözleşmesinde belirtilen hususlara aykırı davranışlarda bulunmadıkları sürece sözleşmeleri feshedilmeyecek ve her yıl yenilebilecektir. Bu nedenle de istekleri dışında herhangi bir zamanda görevlerine son verilmesi söz konusu olmayacaktır."
Memur Sitelerinden Son Haberler:
1/15/2007
1/11/2007
Ziraat Mezunlarının %40'ı işsiz
Adana Valisi Cahit Kıraç, Avrupa Birliğine giriş sürecinde, en sancılı geçeceği düşünülen sektörün tarım olduğunu belirterek, bu süreçte üniversitelere ve ziraat fakültelerine çok büyük görev düştüğünü söyledi.
Ziraat öğretiminin başlamasının 161. yılı ve Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesinin kuruluşunun 40. yılı nedeniyle düzenlenen törende konuşmacılar ziraat mühendislerinin ve tarım kesiminin sorunlarını dile getirdi. ÇÜ Mithat Özsan amfisinde düzenlenen toplantıda konuşan Adana Valisi Cahit Kıraç, Avrupa Birliğine giriş sürecinde, en sancılı geçeceği düşünülen sektörün tarım olduğunu belirterek, bu süreçte üniversitelere ve ziraat fakültelerine çok büyük görev düştüğünü söyledi.
Üniversitelerin ülkenin geleceğini şekillendiren önemli ve özerk kurumlar olduğunu dile getiren Vali Kıraç, üniversitelerin bu amaca ulaşmak için bilgi ürettiğini kaydetti. Üretilen bilgilerin toplumsal gerçeklerle örtüşmesi için, toplumsal ihtiyaçların iyi gözlemlenip, eğitimin de bu doğrultuda güncelleştirilmesi gerektiğini ifade eden Kıraç, "Aksi takdirde üretilen bilgilerin aktarma süreci tamamlansa da, topluma yarar sağlama işlevinden yoksun kalabilir" dedi.
Kıraç, Çukurova Kalkınma Ajansına 3 bin YTL maaş ödeyecekleri uzam alımı için müracaat eden ziraat mühendislerinin hiçbirisinin şartlarının uymadığını söyledi.
ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu'da ziraat mühendislerinin sorunlarının Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çözebileceğini kaydetti.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ayhan Barut'ta iki yıl önce başlattıkları bir çalışmayı tamamladıklarını ifade etti. Bu çalışma neticesinde bugüne kadar mezun olan 85 bin ziraat mühendisinden 5 binin vefat ettiğini belirterek şunları söyledi: "Hayatta olan ziraat mühendislerinin de yüzde 407i işsiz. Ülkede mühendis ve mimarların istihdamına dönük yatırım yapılmadığı için işsizlik yüksek öğrenim görenler için bir kader haline geldi."
Barut, tarım alanlarının da büyük bir kısmının yerleşim ve sanayi tesislerinin tehdidi altında bulunduğunu da kaydetti.
Ziraat öğretiminin başlamasının 161. yılı ve Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesinin kuruluşunun 40. yılı nedeniyle düzenlenen törende konuşmacılar ziraat mühendislerinin ve tarım kesiminin sorunlarını dile getirdi. ÇÜ Mithat Özsan amfisinde düzenlenen toplantıda konuşan Adana Valisi Cahit Kıraç, Avrupa Birliğine giriş sürecinde, en sancılı geçeceği düşünülen sektörün tarım olduğunu belirterek, bu süreçte üniversitelere ve ziraat fakültelerine çok büyük görev düştüğünü söyledi.
Üniversitelerin ülkenin geleceğini şekillendiren önemli ve özerk kurumlar olduğunu dile getiren Vali Kıraç, üniversitelerin bu amaca ulaşmak için bilgi ürettiğini kaydetti. Üretilen bilgilerin toplumsal gerçeklerle örtüşmesi için, toplumsal ihtiyaçların iyi gözlemlenip, eğitimin de bu doğrultuda güncelleştirilmesi gerektiğini ifade eden Kıraç, "Aksi takdirde üretilen bilgilerin aktarma süreci tamamlansa da, topluma yarar sağlama işlevinden yoksun kalabilir" dedi.
Kıraç, Çukurova Kalkınma Ajansına 3 bin YTL maaş ödeyecekleri uzam alımı için müracaat eden ziraat mühendislerinin hiçbirisinin şartlarının uymadığını söyledi.
ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu'da ziraat mühendislerinin sorunlarının Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çözebileceğini kaydetti.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ayhan Barut'ta iki yıl önce başlattıkları bir çalışmayı tamamladıklarını ifade etti. Bu çalışma neticesinde bugüne kadar mezun olan 85 bin ziraat mühendisinden 5 binin vefat ettiğini belirterek şunları söyledi: "Hayatta olan ziraat mühendislerinin de yüzde 407i işsiz. Ülkede mühendis ve mimarların istihdamına dönük yatırım yapılmadığı için işsizlik yüksek öğrenim görenler için bir kader haline geldi."
Barut, tarım alanlarının da büyük bir kısmının yerleşim ve sanayi tesislerinin tehdidi altında bulunduğunu da kaydetti.
PTT'de çalışana ikramiye talebi
Türk Haber-Sen, 2006 yılında hedeflenen karın yakalandığı PTT'de, çalışanlara, özverili çalışmanın karşılığı olarak 1 maaş ikramiye verilmesi İçin başvuruda bulundu.
PTT Genel Müdürlüğüne yapılan başvurunun dilekçesinde, son yıllarda PTT'nin hizmet çeşidi ve iş hacminin artmasının, çağın gereklerine göre PTT'ye yeni bir imaj kazandırılmasının, müşteri memnuniyeti ve güveni sağlanmasının, çalışanların özverili çalışmasıyla sağlandığı belirtildi.
Dilekçede, 49 bin personel çalışması gereken kurumda, tüm bu hizmet ve yeniliklerin 29 bin personelin büyük bir bölümünün senelik izinlerini dahi kullanmadan çalışmalarıyla gerçekleştirilebildiği ifade edildi.
PTT Genel Müdürlüğüne yapılan başvurunun dilekçesinde, son yıllarda PTT'nin hizmet çeşidi ve iş hacminin artmasının, çağın gereklerine göre PTT'ye yeni bir imaj kazandırılmasının, müşteri memnuniyeti ve güveni sağlanmasının, çalışanların özverili çalışmasıyla sağlandığı belirtildi.
Dilekçede, 49 bin personel çalışması gereken kurumda, tüm bu hizmet ve yeniliklerin 29 bin personelin büyük bir bölümünün senelik izinlerini dahi kullanmadan çalışmalarıyla gerçekleştirilebildiği ifade edildi.
1/09/2007
OKS Sınavı Kalkıyor Dershaneler İtirazda
Şûra'da OKS sınavının kaldırılması kararı alınması üzerine dershaneler ayağa kalktı Yıllık cirosu 9 milyar doları aşan dershaneler sınavın sürdürülmesi için lobi yapıyor.
Milli Eğitim Şûrası'nda Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nın (OKS) kaldırılmasının kararlaştırılması dershaneleri ayaklandırdı. Sınavın kaldırılmasını istemeyen dershaneler birleşerek OKS'nin kalkmaması için lobi yapmaya başladı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Türkiye Özel Okullar Birliği, Türk Eğitimciler Derneği sınavın kaldırılmasını isterken, Uğur, Anafen, Final, Kültür ve Fatih dershaneleri sınavın kaldırılmaması için kolları sıvadılar. Türkiye genelinde sayısı 3 bini bulan dershanelerde 52 bin öğretmen görev yapıyor. Dershanelerin yıllık cirosunun 9 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor ve her ailenin bütçesinden yılda 2 bin YTL'nin bu sektöre gittiği belirtiliyor.
'KARAR UYGULANACAK'
İlköğretimde çocukları bulunan tüm aileleri yakından ilgilendiren OKS'nin 17. Milli Eğitim Şûrası'nda 2008'den itibaren kaldırılmasının karara bağlanması eğitimciler arasında tartışma yaratmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, kararın kesinlikle uygulanacağını, ilköğretim süresi içinde ara sınav yapılmayacağını belirtirken, Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu, OKS sınavının okulları dershaneye dönüştürdüğünü ve kaldırılmasını istedi. Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise OKS sınavının liselerdeki hazırlık sınıflarının kaldırılması ile hukuken geçerliğini kaybettiğini ifade etti. Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Kaya Aydın, '"Eğitimde objektifliği yakalamak adına OKS mutlaka yapılmalıdır'" görüşünü savundu. Aydın'a, Final, Anafen Kültür, Fatih, Sevinç ve Yavuzlar dershaneleri tam destek verdi.
Milli Eğitim Şûrası'nda Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nın (OKS) kaldırılmasının kararlaştırılması dershaneleri ayaklandırdı. Sınavın kaldırılmasını istemeyen dershaneler birleşerek OKS'nin kalkmaması için lobi yapmaya başladı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Türkiye Özel Okullar Birliği, Türk Eğitimciler Derneği sınavın kaldırılmasını isterken, Uğur, Anafen, Final, Kültür ve Fatih dershaneleri sınavın kaldırılmaması için kolları sıvadılar. Türkiye genelinde sayısı 3 bini bulan dershanelerde 52 bin öğretmen görev yapıyor. Dershanelerin yıllık cirosunun 9 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor ve her ailenin bütçesinden yılda 2 bin YTL'nin bu sektöre gittiği belirtiliyor.
'KARAR UYGULANACAK'
İlköğretimde çocukları bulunan tüm aileleri yakından ilgilendiren OKS'nin 17. Milli Eğitim Şûrası'nda 2008'den itibaren kaldırılmasının karara bağlanması eğitimciler arasında tartışma yaratmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, kararın kesinlikle uygulanacağını, ilköğretim süresi içinde ara sınav yapılmayacağını belirtirken, Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu, OKS sınavının okulları dershaneye dönüştürdüğünü ve kaldırılmasını istedi. Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise OKS sınavının liselerdeki hazırlık sınıflarının kaldırılması ile hukuken geçerliğini kaybettiğini ifade etti. Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Kaya Aydın, '"Eğitimde objektifliği yakalamak adına OKS mutlaka yapılmalıdır'" görüşünü savundu. Aydın'a, Final, Anafen Kültür, Fatih, Sevinç ve Yavuzlar dershaneleri tam destek verdi.
Öss Öncesi 2 Sınav Daha!
Üniversiteye girişin önündeki sınav barikatlarına yenileri ekleniyor. Artık sınavlar liseden başlayacak.
Sınavların sonucu, üniversiteye girişte, başarı puanına etki edecek. Olgunluk sınavı ile birlikte, öğretmenlerin yapacağı ders sınavlarının da değişitirilmesi planlanıyor. Hem YÖK'ün strateji raporunda hem de Milli Eğitim Şurası kararlarında yer alan olgunluk sınavı için düğmeye basıldı.
Üniversiteye giriş öncesi yapılacak sınav ile öğrencinin başarısı kademeli ölçülecek. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu, olgunluk sınavı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Nasıl bir sistem getirileceği yavaş, yavaş ortaya çıkıyor.
Şu an üzerinde çalışılan projeye göre, olgunluk sınavı lise 2 ve lise 4 sonunda gerçekleştirilecek. Lise 2'de yapılacak sınav, öğrencinin lise 1 ve 2'deki bilgilerini ölçecek. Lise 4'teki sınav ise lise üç ve 4 müfredatını kapsayacak.
İki sınavın ortalaması başarı puanına yansıyacak Her iki sınavın belli ağırlığı olacak. İki sınavın da ortalaması öğrencinin başarı puanına yansıyacak, bu da üniversiteye girişte gençlerin elini güçlendirecek.
Başarı puanı içinde ders notlarının ortalaması da yer alacağı için olgunluk sınavı dışında öğretmenler tarafından gerçekleştirilen ders sınavları da yenilenecek.
Öğretmenlere yapacakları sınavlar için uymaları gereken kriterler verilecek.
Bununla hem derslerin belli düzeyde işlenmesi amaçlanıyor hem de öğrencilerin alacakları notların adil ve standart ölçülere göre değerlendirilmesi. Olgunluk sınavı, ilk başta düşünüldüğü gibi üniversiteye girişi iki basamaklı hale getirmeyecek. Sadece, ÖSS'de elde edilecek puana katkı sağlayacak.Olgunluk sınavı sayesinde öğrencilerin ÖSS'ye okulda hazırlanmaları hedefleniyor.
Sınavların sonucu, üniversiteye girişte, başarı puanına etki edecek. Olgunluk sınavı ile birlikte, öğretmenlerin yapacağı ders sınavlarının da değişitirilmesi planlanıyor. Hem YÖK'ün strateji raporunda hem de Milli Eğitim Şurası kararlarında yer alan olgunluk sınavı için düğmeye basıldı.
Üniversiteye giriş öncesi yapılacak sınav ile öğrencinin başarısı kademeli ölçülecek. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu, olgunluk sınavı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Nasıl bir sistem getirileceği yavaş, yavaş ortaya çıkıyor.
Şu an üzerinde çalışılan projeye göre, olgunluk sınavı lise 2 ve lise 4 sonunda gerçekleştirilecek. Lise 2'de yapılacak sınav, öğrencinin lise 1 ve 2'deki bilgilerini ölçecek. Lise 4'teki sınav ise lise üç ve 4 müfredatını kapsayacak.
İki sınavın ortalaması başarı puanına yansıyacak Her iki sınavın belli ağırlığı olacak. İki sınavın da ortalaması öğrencinin başarı puanına yansıyacak, bu da üniversiteye girişte gençlerin elini güçlendirecek.
Başarı puanı içinde ders notlarının ortalaması da yer alacağı için olgunluk sınavı dışında öğretmenler tarafından gerçekleştirilen ders sınavları da yenilenecek.
Öğretmenlere yapacakları sınavlar için uymaları gereken kriterler verilecek.
Bununla hem derslerin belli düzeyde işlenmesi amaçlanıyor hem de öğrencilerin alacakları notların adil ve standart ölçülere göre değerlendirilmesi. Olgunluk sınavı, ilk başta düşünüldüğü gibi üniversiteye girişi iki basamaklı hale getirmeyecek. Sadece, ÖSS'de elde edilecek puana katkı sağlayacak.Olgunluk sınavı sayesinde öğrencilerin ÖSS'ye okulda hazırlanmaları hedefleniyor.
2007'de En Az 50.000 Öğretmen Atanmalı
Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bu yıl için alınacağını açıkladığı 40 bin öğretmenin, açığı kapatmayacağını, en az 50 bin öğretmen alınması gerektiğini savundu.
Dinçer, yaptığı yazılı açıklamada, Çelik'in 2007 yılı içinde öğretmen atamalarına ilişkin açıklamalarına değerlendirdi.
Çelik'in, 2007 yılı içinde 40 bin öğretmen alınacağını bildirdiğini ifade eden Dinçer, bu rakamla öğretmen açığı sorununun çözülmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Atanacakların yarıya yakınının sözleşmeli öğretmen olmasının öngörüldüğünü anımsatan Dinçer, şunları kaydetti:
"Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması eğitimin sorunlarını çözmek bir yana, iş güvencesinden yoksun, düşük ücretlerle çalışma anlamına gelmektedir. Eğitimin vazgeçilmez unsuru öğretmendir ve eğitimin niteliği öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır. Öğretmenlik mesleği düzenlilik ve süreklilik gerektirir. Sözleşmeli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere faydalı olabilmesi mümkün değildir."
Dinçer, öğretmenliğe atanmak için 120 bin adayın beklediğini, 2007 yılı içinde 50 bin öğretmenin atanması gerektiğini ifade etti.
Dinçer, yaptığı yazılı açıklamada, Çelik'in 2007 yılı içinde öğretmen atamalarına ilişkin açıklamalarına değerlendirdi.
Çelik'in, 2007 yılı içinde 40 bin öğretmen alınacağını bildirdiğini ifade eden Dinçer, bu rakamla öğretmen açığı sorununun çözülmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Atanacakların yarıya yakınının sözleşmeli öğretmen olmasının öngörüldüğünü anımsatan Dinçer, şunları kaydetti:
"Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması eğitimin sorunlarını çözmek bir yana, iş güvencesinden yoksun, düşük ücretlerle çalışma anlamına gelmektedir. Eğitimin vazgeçilmez unsuru öğretmendir ve eğitimin niteliği öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır. Öğretmenlik mesleği düzenlilik ve süreklilik gerektirir. Sözleşmeli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere faydalı olabilmesi mümkün değildir."
Dinçer, öğretmenliğe atanmak için 120 bin adayın beklediğini, 2007 yılı içinde 50 bin öğretmenin atanması gerektiğini ifade etti.
Yoksulluk Sınırı 1.806,68 YTL
Türk Harb-İş Sendikasından yapılan yazılı açıklamaya göre, açlık sınırı olan asgari gıda harcaması Aralık ayında, Kasım ayına göre 8.86 YTL artarak (yüzde 1,57), 576,23 YTL'ye yükseldi.
Yoksulluk sınırı olarak nitelendirilen 4 kişilik bir ailenin barınma, giyim, ulaşım gibi aylık zorunlu harcama tutarı ise Aralık ayında 1.806,68 YTL'yi buldu. Tek bir çalışanın insanca yaşama koşullarında yaşayabilmesi için gerekli olan yoksulluk sınırı harcaması da 1.117,53 YTL olarak hesaplandı.
Yoksulluk sınırı olarak nitelendirilen 4 kişilik bir ailenin barınma, giyim, ulaşım gibi aylık zorunlu harcama tutarı ise Aralık ayında 1.806,68 YTL'yi buldu. Tek bir çalışanın insanca yaşama koşullarında yaşayabilmesi için gerekli olan yoksulluk sınırı harcaması da 1.117,53 YTL olarak hesaplandı.
1/07/2007
Lojman Kiraları Zamlandı
Kamuya ait lojmanların kiraları, 15 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 5,4 arasında artacak. A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Maliye Bakanlığı 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu kapsamındaki konutların aylık kira bedelleri için bir tebliğ taslağı hazırladı.
Taslakta, lojmanların kira bedellerinin yüzde 5,26 ile 5,43 arasında arttırılması, kira bedeline yapılacak ilavelerde de yüzde 5,88 ile yüzde 7,14 arasında artışa gidilmesi öngörüldü. Tebliğ taslağına göre, kerpiç, ahşap, bağdadi ve benzeri konutlarda oturanların halen her bir metre kare için 0,73 YTL olan aylık kira bedeli, yeni yılda 0,77 YTL olarak uygulanacak. Bu tutar, kalorifersiz konutlar için 1,14 YTL yerine 1,20 YTL, kaloriferli konutlar için de 1,50 YTL yerine 1,58 YTL olacak.
KİRA BEDELİNE YAPILACAK İLAVELER
Kira bedeline yapılacak ilavelerle ilgili tutarları da yeniden düzenleyen Tebliğ taslağı uyarınca, kaloriferci, kapıcı ya da her ikisinin de kamu kurum ve kuruluşlarınca karşılandığı konutlarda oturanlar, her bir metre kare için 0,14 YTL yerine, 0,15 YTL ödemede bulunacak. Sayaçların ayrılmasının mümkün olmaması nedeniyle, elektrik, su veya her ikisinin de hizmet binası ya da fabrika tesislerinden karşılandığı konutlarda elektrik sayacı için yine metre kare başına 0,35 YTL, su sayacı için de 0,35 YTL ödenecek. Konutlarda kullanılan suyun şehir şebekesi dışındaki kuyu, artezyen vb su kaynaklarından karşılanması halinde de, kira bedeline metre kare başına 0,18 YTL ilave edilecek.
YAKIT PARALARI
Kamu kurum ve kuruluşlarının yurt içindeki kaloriferli konutlarından, yakıtı kurum tarafından tedarik edilenlerde oturanlardan, her bir metre kare için yine 15 Ocak?tan itibaren 0,70 YTL yakıt bedeli alınacak. Ancak kurum ve kuruluşlar, yakıt maliyetlerini dikkate alarak gerekli gördükleri takdirde, bu bedelin üzerinde de yakıt bedeli tahsil edebilecek.
Ayrıca yakıtı kurumlarca karşılanan kamu konutlarında, ortak kullanım alanlarındaki aydınlatma, elektrik, su, gaz, otomat ve benzeri giderlerin zorunlu nedenlerle kurumlarınca karşılanıyor olması durumunda, lojman sahipleri, bu giderler karşılığında da yakıt bedellerine ek olarak metre kare başına 0,07 YTL ödemede bulunacak. Bu durumda 100 metre kare büyüklüğünde kerpiç, ahşap, bağdadi bir konut için 73 YTL yerine 77 YTL, kalorifersiz konutlarda 114 yerine 120 YTL, kaloriferli konutlarda ise 150 YTL yerine 158 YTL kira ödenecek. Yakıtı kurum tarafından karşılanan konutlarda oturanlar, 100 metre karelik konut için halen 66 YTL öderken, bu rakam da 15 Ocak?ta 70 YTL?ye yükselecek.
Taslakta, lojmanların kira bedellerinin yüzde 5,26 ile 5,43 arasında arttırılması, kira bedeline yapılacak ilavelerde de yüzde 5,88 ile yüzde 7,14 arasında artışa gidilmesi öngörüldü. Tebliğ taslağına göre, kerpiç, ahşap, bağdadi ve benzeri konutlarda oturanların halen her bir metre kare için 0,73 YTL olan aylık kira bedeli, yeni yılda 0,77 YTL olarak uygulanacak. Bu tutar, kalorifersiz konutlar için 1,14 YTL yerine 1,20 YTL, kaloriferli konutlar için de 1,50 YTL yerine 1,58 YTL olacak.
KİRA BEDELİNE YAPILACAK İLAVELER
Kira bedeline yapılacak ilavelerle ilgili tutarları da yeniden düzenleyen Tebliğ taslağı uyarınca, kaloriferci, kapıcı ya da her ikisinin de kamu kurum ve kuruluşlarınca karşılandığı konutlarda oturanlar, her bir metre kare için 0,14 YTL yerine, 0,15 YTL ödemede bulunacak. Sayaçların ayrılmasının mümkün olmaması nedeniyle, elektrik, su veya her ikisinin de hizmet binası ya da fabrika tesislerinden karşılandığı konutlarda elektrik sayacı için yine metre kare başına 0,35 YTL, su sayacı için de 0,35 YTL ödenecek. Konutlarda kullanılan suyun şehir şebekesi dışındaki kuyu, artezyen vb su kaynaklarından karşılanması halinde de, kira bedeline metre kare başına 0,18 YTL ilave edilecek.
YAKIT PARALARI
Kamu kurum ve kuruluşlarının yurt içindeki kaloriferli konutlarından, yakıtı kurum tarafından tedarik edilenlerde oturanlardan, her bir metre kare için yine 15 Ocak?tan itibaren 0,70 YTL yakıt bedeli alınacak. Ancak kurum ve kuruluşlar, yakıt maliyetlerini dikkate alarak gerekli gördükleri takdirde, bu bedelin üzerinde de yakıt bedeli tahsil edebilecek.
Ayrıca yakıtı kurumlarca karşılanan kamu konutlarında, ortak kullanım alanlarındaki aydınlatma, elektrik, su, gaz, otomat ve benzeri giderlerin zorunlu nedenlerle kurumlarınca karşılanıyor olması durumunda, lojman sahipleri, bu giderler karşılığında da yakıt bedellerine ek olarak metre kare başına 0,07 YTL ödemede bulunacak. Bu durumda 100 metre kare büyüklüğünde kerpiç, ahşap, bağdadi bir konut için 73 YTL yerine 77 YTL, kalorifersiz konutlarda 114 yerine 120 YTL, kaloriferli konutlarda ise 150 YTL yerine 158 YTL kira ödenecek. Yakıtı kurum tarafından karşılanan konutlarda oturanlar, 100 metre karelik konut için halen 66 YTL öderken, bu rakam da 15 Ocak?ta 70 YTL?ye yükselecek.
Yürürlükten Kalkan Genelgeler (örgü, dedikodu...vb.)
Aralarında mesai saatinde örgü ören kadın memurlar, dedikodu yapan makam şoförleri ve meşrubat satıcılarının durumlarına ilişkin düzenlemelerin de bulunduğu 1220 Başbakanlık genelgesi yarından itibaren yürürlükten kaldırılıyor.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılının Haziran ayından bu yana, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan hukuki düzenleme ve mevzuatın gözden geçirildiğini söyledi.
Dinçer bu çerçevede, güncelliğini yitiren ve işlevini tamamlayan 1220 Başbakanlık genelgesinin yürürlükten kaldırılacağını açıkladı.
ÖRGÜ ÖREN KADIN MEMUR GENELGESİ
Yürürlükten kaldırılacak genelgeler arasında 1960 yılında dönemin Başbakanlık Müsteşarı Alparslan Türkeş tarafından yayınlanan ?Mesai saatleri içinde örgü ören kadın memurların fuzuli olduğu ve bu konuda gereken tasarrufun yapılmasına ilişkin genelge? ile ?Zararlı dedikodu yaptıkları tespit edilen makam aracı şoförlerinin değiştirilmesine yönelik genelge de var.
BİNA GİRİŞİNDE ATLETLİ ÇIPLAK OTURAN MEMUR
1982 yılında Başbakan Bülend Ulusu tarafından yayınlanan, ?Bina girişi önüne masa ve sandalye koyarak gömlek ve atletle ayakları çıplak şekilde oturan nöbetçi memurların uyarılmasına ilişkin genelgede kaldırılacak genelgeler arasında.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, 2004 yılının Haziran ayından bu yana, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan hukuki düzenleme ve mevzuatın gözden geçirildiğini söyledi.
Dinçer bu çerçevede, güncelliğini yitiren ve işlevini tamamlayan 1220 Başbakanlık genelgesinin yürürlükten kaldırılacağını açıkladı.
ÖRGÜ ÖREN KADIN MEMUR GENELGESİ
Yürürlükten kaldırılacak genelgeler arasında 1960 yılında dönemin Başbakanlık Müsteşarı Alparslan Türkeş tarafından yayınlanan ?Mesai saatleri içinde örgü ören kadın memurların fuzuli olduğu ve bu konuda gereken tasarrufun yapılmasına ilişkin genelge? ile ?Zararlı dedikodu yaptıkları tespit edilen makam aracı şoförlerinin değiştirilmesine yönelik genelge de var.
BİNA GİRİŞİNDE ATLETLİ ÇIPLAK OTURAN MEMUR
1982 yılında Başbakan Bülend Ulusu tarafından yayınlanan, ?Bina girişi önüne masa ve sandalye koyarak gömlek ve atletle ayakları çıplak şekilde oturan nöbetçi memurların uyarılmasına ilişkin genelgede kaldırılacak genelgeler arasında.
1/06/2007
Sözleşmeli Memurun Dramı
Şanlıurfa?da görevli sözleşmeli öğretmenin yazdığı mektup derdi anlatıyor: Ben öğretmen olmak için yıllarımı feda ettim. Öğretmen oldum ama kimliğim yok. Bankalar kredi vermiyor, Öğretmenler Günüm bile kutlanmadı
Öğretmenim, kimliğim yok
ÖNEMLİ olan yazmak değil... Önemli olan derdi iyi bir şekilde anlatmak...
Günlerdir 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası?na tabi olarak çalışıtırılan sözleşmeli personelin dertlerini yazıyorum...
Dertlerle boğuşan sözleşmelilerin büyük bir bölümü öğretmen ve sağlıkçı, geri kalanı da diğer meslek gruplarından...
Yazı dizisi başladıktan hemen sonra yüzlerce mesaj aldım...
Hem sevindim, hem üzüldüm...
Sevindiğimiz hususlar malum; okunmak, teşekkür almak vs...
Üzüldüğüm konuları şöyle sıralayabilirim: İmzaladığı sözleşmeyi okumamış, derdini izah edemiyor, gazete, kitap, dergi okumuyor, öğretmen olmuş ama imladan haberi yok, kanunları ve genelgeleri bilmiyor, takip etmiyor...
Kısacası Türkiye, eğitim sorununu çözemediği müddetçe hiçbir şekilde düzelmez, düzelemez...
Sen nasıl öğretmensin?
Ancak öyle mesajlar aldım ki, bendenize, ?Sen biraz dinlen? dedirtti...
Gelin, derdi müthiş cümlelerle izah eden öğretmenimize kulak verelim:
?Şanlıurfa?da sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyorum. İlkokuldayken karar verdim öğretmen olmaya ve tüm mücadelem bu yönde gelişti.
Sonunda amacıma ulaştım ve üniversiteyi kazandım.
O günlerde mutluluktan uçuyordum.
Mezun olduğumda KPSS?ye girdim.
Ne yazık ki bu sınavı aşamadım.
Sözleşmeli öğretmen olarak başladım mesleğime.
Sözleşmeli öğretmenliğin ne demek olduğunu bilmiyordum ama bu kadar acı bir şekilde öğreneceğimi de hiç düşünmemiştim. İşte benim mesleğim. Polis personel kimliğimi sordu gösteremedim.
Çünkü öğretmen kimliğimiz yok ve vermiyorlar.
Hastaneye gittiğimde ?Sen nasıl öğretmensin. Sağlık karnen SSK?dan, Emekli Sandığı?ndan değil? diye sordular.
Okul müdürü geçici olduğumu düşündüğü için tüm angaryaları üzerime yükledi.
Öğrenciler, ?Nasılsa seneye olmaz? diyerek beni öğretmen yerine koymuyor.
24 Kasım?da ilk Öğretmenler Günüm olmasına rağmen kadrolu öğretmenler birbirlerinin öğretmenler gününü kutladı ve sözleşmeli olduğum için benim öğretmenler günümü kutlamadılar.
O günün en mutlu günüm olması gerekirken en mutsuz günüm oldu ve o günü ağlayarak geçirdim. Arkadaşım kız istemeye gitti ve ailesi kızı vermedi.
Vermemesinin tek sebebi ise sözleşmeli öğretmenliğin yarınlarının garanti olmaması...
Maaşımı hiçbir zaman ayın 15?inde alamadım ve ek derslerde sorun yaşıyorum.
Milli Eğitim Müdürlüğü?ndeki yetkililer hiçbir zaman bizimle ilgili bilgi sahibi olmuyorlar.
Yıllarımı feda ettim
Çalışmalarıma hizmet puanı alamıyorum.
Her an işimi kaybetme korkusu yaşıyorum.
Çünkü kadrolu bir öğretmen atandığında, ben gitmek zorunda kalacağım.
Bankalar bile bizi öğretmenden sayıp özel kredi vermiyor.
Ben öğretmen olmak için yıllarımı feda ettim.
Ve karşılığı, sözleşmeli öğretmen olarak öğretmenlik yapmak olmamalı.
Bizler sözleşmeli öğretmenlik yapmak için, ikinci sınıf insan muamelesi görmek için, orada burada aşağılanmak için dirsek çürütmedik.
Ben öğretmenim evet ama kafamda koskoca bir gelecek kaygısı, acaba yerime kadrolu öğretmen atanacak mı kaygısı, acaba maaş karşılığı ders saatimi doldurabilecek miyim kaygısı, acaba önümüzdeki yıl hangi konumda olacağım kaygısı ile öğrencilerime karşı nasıl verimli olabilirim??
Bu cümlelerin üzerine cümle kurulur mu?
4/B nedir?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun 4?üncü maddesinin (B) bendinde, sözleşmeli personel: ?Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığı?nın görüşleri alınarak Bakanlar Kurulu?nca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.?
TERCÜMAN
Öğretmenim, kimliğim yok
ÖNEMLİ olan yazmak değil... Önemli olan derdi iyi bir şekilde anlatmak...
Günlerdir 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası?na tabi olarak çalışıtırılan sözleşmeli personelin dertlerini yazıyorum...
Dertlerle boğuşan sözleşmelilerin büyük bir bölümü öğretmen ve sağlıkçı, geri kalanı da diğer meslek gruplarından...
Yazı dizisi başladıktan hemen sonra yüzlerce mesaj aldım...
Hem sevindim, hem üzüldüm...
Sevindiğimiz hususlar malum; okunmak, teşekkür almak vs...
Üzüldüğüm konuları şöyle sıralayabilirim: İmzaladığı sözleşmeyi okumamış, derdini izah edemiyor, gazete, kitap, dergi okumuyor, öğretmen olmuş ama imladan haberi yok, kanunları ve genelgeleri bilmiyor, takip etmiyor...
Kısacası Türkiye, eğitim sorununu çözemediği müddetçe hiçbir şekilde düzelmez, düzelemez...
Sen nasıl öğretmensin?
Ancak öyle mesajlar aldım ki, bendenize, ?Sen biraz dinlen? dedirtti...
Gelin, derdi müthiş cümlelerle izah eden öğretmenimize kulak verelim:
?Şanlıurfa?da sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyorum. İlkokuldayken karar verdim öğretmen olmaya ve tüm mücadelem bu yönde gelişti.
Sonunda amacıma ulaştım ve üniversiteyi kazandım.
O günlerde mutluluktan uçuyordum.
Mezun olduğumda KPSS?ye girdim.
Ne yazık ki bu sınavı aşamadım.
Sözleşmeli öğretmen olarak başladım mesleğime.
Sözleşmeli öğretmenliğin ne demek olduğunu bilmiyordum ama bu kadar acı bir şekilde öğreneceğimi de hiç düşünmemiştim. İşte benim mesleğim. Polis personel kimliğimi sordu gösteremedim.
Çünkü öğretmen kimliğimiz yok ve vermiyorlar.
Hastaneye gittiğimde ?Sen nasıl öğretmensin. Sağlık karnen SSK?dan, Emekli Sandığı?ndan değil? diye sordular.
Okul müdürü geçici olduğumu düşündüğü için tüm angaryaları üzerime yükledi.
Öğrenciler, ?Nasılsa seneye olmaz? diyerek beni öğretmen yerine koymuyor.
24 Kasım?da ilk Öğretmenler Günüm olmasına rağmen kadrolu öğretmenler birbirlerinin öğretmenler gününü kutladı ve sözleşmeli olduğum için benim öğretmenler günümü kutlamadılar.
O günün en mutlu günüm olması gerekirken en mutsuz günüm oldu ve o günü ağlayarak geçirdim. Arkadaşım kız istemeye gitti ve ailesi kızı vermedi.
Vermemesinin tek sebebi ise sözleşmeli öğretmenliğin yarınlarının garanti olmaması...
Maaşımı hiçbir zaman ayın 15?inde alamadım ve ek derslerde sorun yaşıyorum.
Milli Eğitim Müdürlüğü?ndeki yetkililer hiçbir zaman bizimle ilgili bilgi sahibi olmuyorlar.
Yıllarımı feda ettim
Çalışmalarıma hizmet puanı alamıyorum.
Her an işimi kaybetme korkusu yaşıyorum.
Çünkü kadrolu bir öğretmen atandığında, ben gitmek zorunda kalacağım.
Bankalar bile bizi öğretmenden sayıp özel kredi vermiyor.
Ben öğretmen olmak için yıllarımı feda ettim.
Ve karşılığı, sözleşmeli öğretmen olarak öğretmenlik yapmak olmamalı.
Bizler sözleşmeli öğretmenlik yapmak için, ikinci sınıf insan muamelesi görmek için, orada burada aşağılanmak için dirsek çürütmedik.
Ben öğretmenim evet ama kafamda koskoca bir gelecek kaygısı, acaba yerime kadrolu öğretmen atanacak mı kaygısı, acaba maaş karşılığı ders saatimi doldurabilecek miyim kaygısı, acaba önümüzdeki yıl hangi konumda olacağım kaygısı ile öğrencilerime karşı nasıl verimli olabilirim??
Bu cümlelerin üzerine cümle kurulur mu?
4/B nedir?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu?nun 4?üncü maddesinin (B) bendinde, sözleşmeli personel: ?Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığı?nın görüşleri alınarak Bakanlar Kurulu?nca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.?
TERCÜMAN
Sendika, MEB'i kadrolaşma ile suçladı
Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), ilan edilen boş şef kadrolarına açıklananın çok üstünde atama yaptığının ortaya çıktığını öne sürdü.
Adıbelli, yaptığı yazılı açıklamada, MEB Personel Genel Müdürlüğünün, 2006 Yılı Merkez ve Taşra Teşkilatı Boş Şef Kadroları İçin Atama Sonuçlarını açıkladığını belirtti.
Sonuçların, MEB'deki kadrolaşmanın boyutlarını ortaya koyduğunu savunan Adıbelli, ?İlan edilen boş şef kadrolarına açıklananın çok üstünde atama yapıldığı ortaya çıktı? dedi.
Taşra Teşkilatı Şef Kadroları İçin Başvuru ve Atama Klavuzu'nda ve Taşra Teşkilatı Şef Kadrolarına Atanabilmek İçin Görevde Yükselme Sınavı Başvuru Kılavuzu'nda MEB Taşra Teşkilatı boş şef kadrolarının sayısının 773 olarak ilan edildiğine işaret eden Adıbelli, ancak daha önce ilan edilen bu rakamlara rağmen, yaklaşık bin 463 kişinin taşrada şef kadrolarına yerleştirildiği konusunda bilgilere ulaştıklarını kaydetti.
Adıbelli, ayrıca 2006 Yılı Merkez Teşkilatı Şef Kadrolarına Atanabilmek İçin Görevde Yükselme Başvuru Klavuzu'nda 272 kişinin merkez teşkilatı şef kadrolarına atanacağının duyurulduğunu, ancak bunun çok üzerinde kişinin bu kadrolara atandığını savundu.
Adıbelli, Burdur-Karamanlı'da 1 kişilik kadroya 2 kişi, Burdur merkezde 3 kişilik kadroya 8 kişi, Burdur-Bucak'ta 1 kişilik kadroya 2 kişi, Konya ve Isparta'da 4 kişilik kadroya 7 kişi, Muğla'da 1 kişilik kadroya 4 kişi, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş'ta 9 kişilik kadroya 33 kişinin atandığının ortaya çıktığını iddia etti. Yüksel Adıbelli, şunları kaydetti:
?Tüm bu bilgiler çerçevesinde Eğitim-İş olarak MEB'e bir yazı göndererek şef kadrolarına ilan edilen rakamlar dışında kaç kişinin atamasının yapıldığı ve bu atamalarda hangi ölçütlerin dikkate alındığının tarafımıza bildirilmesini talep ettik. Eğitim-İş olarak atamalar sonucunda ortaya çıkacak her türlü hukuksuzluğun takipçisi olacağız ve konuyu yargıya taşıyacağız.?
Adıbelli, yaptığı yazılı açıklamada, MEB Personel Genel Müdürlüğünün, 2006 Yılı Merkez ve Taşra Teşkilatı Boş Şef Kadroları İçin Atama Sonuçlarını açıkladığını belirtti.
Sonuçların, MEB'deki kadrolaşmanın boyutlarını ortaya koyduğunu savunan Adıbelli, ?İlan edilen boş şef kadrolarına açıklananın çok üstünde atama yapıldığı ortaya çıktı? dedi.
Taşra Teşkilatı Şef Kadroları İçin Başvuru ve Atama Klavuzu'nda ve Taşra Teşkilatı Şef Kadrolarına Atanabilmek İçin Görevde Yükselme Sınavı Başvuru Kılavuzu'nda MEB Taşra Teşkilatı boş şef kadrolarının sayısının 773 olarak ilan edildiğine işaret eden Adıbelli, ancak daha önce ilan edilen bu rakamlara rağmen, yaklaşık bin 463 kişinin taşrada şef kadrolarına yerleştirildiği konusunda bilgilere ulaştıklarını kaydetti.
Adıbelli, ayrıca 2006 Yılı Merkez Teşkilatı Şef Kadrolarına Atanabilmek İçin Görevde Yükselme Başvuru Klavuzu'nda 272 kişinin merkez teşkilatı şef kadrolarına atanacağının duyurulduğunu, ancak bunun çok üzerinde kişinin bu kadrolara atandığını savundu.
Adıbelli, Burdur-Karamanlı'da 1 kişilik kadroya 2 kişi, Burdur merkezde 3 kişilik kadroya 8 kişi, Burdur-Bucak'ta 1 kişilik kadroya 2 kişi, Konya ve Isparta'da 4 kişilik kadroya 7 kişi, Muğla'da 1 kişilik kadroya 4 kişi, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş'ta 9 kişilik kadroya 33 kişinin atandığının ortaya çıktığını iddia etti. Yüksel Adıbelli, şunları kaydetti:
?Tüm bu bilgiler çerçevesinde Eğitim-İş olarak MEB'e bir yazı göndererek şef kadrolarına ilan edilen rakamlar dışında kaç kişinin atamasının yapıldığı ve bu atamalarda hangi ölçütlerin dikkate alındığının tarafımıza bildirilmesini talep ettik. Eğitim-İş olarak atamalar sonucunda ortaya çıkacak her türlü hukuksuzluğun takipçisi olacağız ve konuyu yargıya taşıyacağız.?
1/05/2007
Memura %2'lik Enflasyon Zammı
Memurlara yılın ikinci altı aylık döneminde yüzde 2.01 oranında enflasyon farkı ödenecek.
Memurlara yılın ikinci altı aylık döneminde yüzde 2.01 oranında enflasyon farkı ödenecek.
ANKA?nın yaptığı belirlemelere göre, yılın ikinci yarısında memur maaşlarına yüzde 2.5 oranında zam yapılırken, ikinci yarıdaki enflasyon yüzde 4.56 olarak gerçekleşti. Bu dönemde memurlar enflasyon karşısında yüzde 1.97?lik reel kayba uğradı. Söz konusu reel kaybın karşılaması için memur maaşlarına yüzde 2.01?lik enflasyon zammı yapılması gerekiyor.
Yılın ilk altı aylık döneminde de yüzde 2.5?lik oranında zam alan memur maaşlarında yüzde 4.88?e ulaşan enflasyon dolayısıyla yüzde 2.27?lik reel kayıp oluşmuştu. Hükümet söz konusu reel kaybı karşılamak için yüzde 2.32 oranında enflasyon farkı ödemişti.
Yılın ikinci yarısında gerçekleşecek kümülatif TÜFE rakamının yüzde 2.5?i aşması durumunda aşan kısmı telafi edecek şekilde memur maaşlarına zam yapılması için 2007 yılı memur maaşı aylık katsayıları ve ücret tavanını belirlemek için Bakanlar Kurulu?na yetki verilmişti. Memur maaşlarına enflasyon farkı ödemesi yapılmasının ardından, Bakanlar Kurulu 2007 yılı memur maaş aylık katsayısını ve ücret tavanlarını yeniden belirleyecek.
Milliyet
Memurlara yılın ikinci altı aylık döneminde yüzde 2.01 oranında enflasyon farkı ödenecek.
ANKA?nın yaptığı belirlemelere göre, yılın ikinci yarısında memur maaşlarına yüzde 2.5 oranında zam yapılırken, ikinci yarıdaki enflasyon yüzde 4.56 olarak gerçekleşti. Bu dönemde memurlar enflasyon karşısında yüzde 1.97?lik reel kayba uğradı. Söz konusu reel kaybın karşılaması için memur maaşlarına yüzde 2.01?lik enflasyon zammı yapılması gerekiyor.
Yılın ilk altı aylık döneminde de yüzde 2.5?lik oranında zam alan memur maaşlarında yüzde 4.88?e ulaşan enflasyon dolayısıyla yüzde 2.27?lik reel kayıp oluşmuştu. Hükümet söz konusu reel kaybı karşılamak için yüzde 2.32 oranında enflasyon farkı ödemişti.
Yılın ikinci yarısında gerçekleşecek kümülatif TÜFE rakamının yüzde 2.5?i aşması durumunda aşan kısmı telafi edecek şekilde memur maaşlarına zam yapılması için 2007 yılı memur maaşı aylık katsayıları ve ücret tavanını belirlemek için Bakanlar Kurulu?na yetki verilmişti. Memur maaşlarına enflasyon farkı ödemesi yapılmasının ardından, Bakanlar Kurulu 2007 yılı memur maaş aylık katsayısını ve ücret tavanlarını yeniden belirleyecek.
Milliyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)